Kurum Kültürü, kuruma bir kişilik kazandıran soyut bir kavramdır. Bir kurumun yapısını belli kurallar çerçevesinde sürdürerek kurum çalışanının o kurumu aitliğini hissettirir. Organizasyon yapısından, çalışma düzenine, etkinliklerden, kutlamalara disiplin ihlaline kadar büyük bir alanı kapsar. Kurumların da değerleri, ilkeleri, amaçları vardır ve bunların hepsi her kuruma göre kendi özgünlüğünü yansıtan niteliklerdir. İşletme içerisinde sözlü ve sözsüz kurallar, davranış ve düşünce biçimlerini kurum kültürü içerisinde değerlendirilir. Bu unsurlar kurum içinde nasıl giyinilmesi ve davranılması gerektiğini, iş arkadaşlarına, yöneticilerine ve müşterilere gösterilmesi gereken hassasiyet ve davranış biçimlerini belirtir.
Kurum Kültürünün En Temel İşlevleri Nedir?
Kurum kültürü, kurumda çalışan herkesi kurum içi yaşam biçimi haline dönüştürür. Kurum kültürü ile iş ortamına kimlik kazandırılır. Bu kimlik ile çalışanın iş ortamına bağlılığı sağlanır ve kuruma her yönüyle sahip çıkmalarını teşvik edilir. Kurum kültürünün oluşmasındaki en önemli etken güçlü bir liderlik tarzıdır.
Kurum kültürü; Kurum içindeki insanları aynı değer ve aynı çalışma anlayışı içerisinde yakınlaştırır.
Kurumu bağlayıcıdır. Bütünlük ve etkileşim sağlar.
Değişen çevre koşullarında hedefin kaybolmamasını sağlar. Bir kontrol aracıdır.
Kurum için de kişilerin nasıl davranması gerektiğini açıklar.
Kurum için önemli olan ifadeyi belirler.
Çalışanlara aidiyet hissi sağlar. Kurum kimliği oluşturur
Çalışanların davranış biçimini belirler ve kurumun değerlerine bağlılık oluşturur
Kurumun hedeflerine ulaşması için gereken inancı temsil eder. Yol gösterici rehberdir
Kurum ve Lider
Kurum ve Lider İlişkisi Çalışanlara Nasıl Benimsetilir?
Kurumda güçlü liderlik tarzı ile karşılaşan birey, onun kişiliğini kendine örnekler. Bu durum, kurumda liderlik figürünü benimseyerek çevreye yayılır. Kurum kültürünün oluşumuna destek verir. Birini örnekleyerek kazanılan davranış diğer çalışanlar için de model oluşturur. Zamanla kazanılan davranışlar, alışkanlıklara ve ortaklaşa öğrenilen kültürel kalıplara dönüşür. Bu kalıplar bir işletme için kurum kültürünü oluşturur. Lider içinde bulunduğu iş ortamını bu sayede dengede tutar.
Lider, kurum çalışanları arasında bir uyum oluşturur. Kurumlarda en önemli konulardan biri kurum kültürünü çalışanlarına doğru şekilde iletip benimsetilmesini sağlamaktır. Lider ile kurum personeli arasındaki iletişimin güçlü olması, kurum kültürünün de gücünü yansıtır. Liderler kurumu ileriye taşıdığı gibi geriye de götürebilmektedir. Kurumdaki liderler kendi varsayımları dışında davrandıkları takdirde kurum kültürünün geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Bir kurumun hiyerarşik düzende en tepedeki kişinin düşüncesi tutumlara, tutumları davranışa, davranışları alışkanlıklara, alışkanlıkları karaktere ve karakteri kültürüne dönüşür. Liderlerin davranış biçimi kurumlar için en önemli unsurdur. Lider bir kurumu tensil eden kişidir. Kurum içindeki süregelen kültürel çeşitliliği yönetmek ve uygun bir noktada buluşulmasını sağlamak liderlik yeteneğidir.
Etkili Bir Kültür Yönetimi İçin Liderlere Düşen Görevler Nedir?
Kuruma ait özel bir planlama yaparak kuruma özgü kültürel altyapıyı belirler.
Misyon, vizyon, amaçlar, stratejiler dahilinde tüm yapıyı departmanlar arası süreçlerle uyum içinde tutmak.
Kurumun çalışanlara ne anlatmak istediğini, değerlerini yazılı bir belgeye dönüştürmek.
Uygun performans yönetimi kurmak, Hatalar için yazılı belirlenmiş yaptırımlar oluşturmak.
Kuruma ait eğitim uygulamalarını yönetmek.
Kurumdaki tüm alt kültürlerin özelliklerinden yararlanarak ortak bir kültür inşa etmek
Liderler kurum kültürünün ne şekilde etkin kullanıldığını ne zaman ve nasıl yenilikçi bir dönüşüme tabi tutulması gerektiğini değerlendirebilmelidirler. Kısacası kurum kültürünün yönetimi temel bir liderlik ve yönetim yetkinliğidir.
Kurum ve iletişim başarısı
Kurumlar Neden Bir Kültür Oluşturmak İster?
Kültür, iş yaşamındaki tüm olaylar üzerinde söz sahibidir. İşin yapılış ve sunuluşunda çalışanlar ve müşteri ilişkileri üzerinde son derece önem arz eder.
Kurumlar, varlıklarını sürdürebilmek için kurum kültürünü korumak ve ona değer vermek zorundadır. Güçlü bir kurum kültürüne sahip olan işletmeler başarıya daha çabuk ulaşır.
Bir kurumda çalışanlar tarafından benimsenen, kalıcı, yol gösterici değerler sisteminin oluşturulması onları her koşulda motive edecek liderlerin var olmasıyla bağlıdır.
Liderlik tarzı kuvvetli olan kurumlar dinamik kurumlardır. Birbirleriyle etkileşimi yüksektir.
Kurum Kültürü Nedir?
Kurum içindeki insanları aynı değer ve aynı çalışma anlayışı içerisinde yakınlaştırır. Bir kurumda çalışanların davranış biçimlerini yönlendiren kuralların, amaç ve değerlerin, alışkanlıkların kuruma özgü prensiplerle sözlü veya sözsüz dile getirildiği, çalışanın iç çevre dahilinde bu bilgileri taşımayı kabul ettiği kuruma özgü iş yapış sistemidir.Kurum kültürü, kurumda çalışan herkesi kurum içi yaşam biçimi haline dönüştürür.
Kurum Kültürü Nasıl Oluşturulur?
Kurum kültürü, yöneticilerin çalışanlarla birlikte belirledikleri amaç ve hedefler ile görev ve sorumlulukların en ufak detayına kadar belirlendiği çalışma prensipleri şeklinde oluşur. Kurum kültürünün oluşmasındaki en önemli etken güçlü bir liderlik tarzıdır. Kurumda güçlü liderlik tarzı ile karşılaşan birey, onun kişiliğini kendine örnekler.
Kurum Kültürü Geliştirilebilir mi?
Kurum içerisindeki insan kaynakları uygulamaları kültür aidiyetinin geliştirilmesi ve çalışanlar tarafından pekiştirilmesinde büyük önem taşır. Değerler üzerine kurulu bir kültür kurum yapısını ve bilinirliliğini uzun vadede geliştirecektir.
Değişim yönetimi, bir işletmenin olası ve planlanmış tüm hedeflerine ulaşabilmesi için bireysel ve kurumsal yönlü uygulanan işletmeyi yukarıya taşıyacak dönüşüm faaliyetlerini içerir. Bir grup içerisinde uygulandığında tüm bireylerin ortak harekette başarılı olmalarını sağlar, onları bulundukları organizasyonda toplu olarak bir üst seviyeye taşır.
1990’lı yılların sonunda işletmelerde artarak baş gösteren personel sirkülasyonu, rekabet, hızlı olabilme, ürün ve servis çeşitliliği her işletmeyi kendi alanında değişime zorlamıştır. Bunlara yeni teknolojiler eklenmiş ve bu işletmelerin yeni teknoloji kavramlarına uyum sağlaması işletmeler için en önemli koşullardan biri olmuştur.
Değişim Nedir?
Değişim bir kurum için, kurgulansa dahi başarılı sonuç elde etmek için bireysel olarak çalışanların bu süreçte ne hissettiği ve bu sürece nasıl adapte olduklarının bilinmesidir. Bu süreç içerisinde yapılacak her küçük değerlendirme ilerde çıkabilecek problemleri çözer. Yapılması istenen farklı değişiklikler için neler gerekebileceğinin öngörülmesini sağlar. Adaptasyonu kolaylaştırır. Değişim yönetiminin kilit rolü değişimi üstlenen liderdedir.
Lider misin?
Değişimin Getirdiği Sorumluluklar Nedir?
Bir işletmeni değişim liderliğini üstlenen kişi işletmenin eksiklikleri konusunda geliştirilmesi gereken yerleri doğru analiz etmeli, kurum içerisinde etkin bir rol üstlenmelidir.
Lider kurum içi ve kurum dışı kurumu ilgilendiren tüm sorun ve önerilere bütünleyici ve analitik bir gözle bakmalı, yenilikçi ve objektif şekilde süreci yürütmeye çalışmalıdır.
İlerlemelerin sürekli takip edilmesi gerektiğinde yeniden yapılandırması gerekmektedir.
Bu süreçte yapılması ön görülen her değişikliğin çalışanın rutin iş hayatında neleri değiştirebileceğini tahmin edebilir olmak, çalışanın bu süreçte elde edeceği yeni yetkinliklerin tanımlamak, onlara eğitimler sunmak bir işletme için en alt seviyeden başlanması gerekli değişim yönetiminin temel taşlarını oluşturmaktadır.
Değişim Stratejisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Değişim bir fırsattır ve düşüncede başlar. Kurumsal değişimle ilgili her düşünce streslidir ve uyumu içim bir süreç gerektirir. Değişim sürecine girmiş bir kurumda alınacak yeni kararlar vardır ve yeni kararların uygulamaya girmesi istenir. Uygulama öncesi bu kararların test edilebilir olması, çalışanların yeni sisteme uyumu ve iletişimi önem arz eder. Öncelikle kurum içi çalışanları değişime inandırma ve ikna süreçleri vardır. Çalışanların alınan kararlara olumsuz tepkileri olduğunda bununla baş edebilecek farklı formüller kurgulanmalıdır. Alınan her yeni kararın işin sonucunu ve mevcut düzeni etkileyebileceği bilinmeli, ilgili önlemler planlanmalıdır.
Siz de İşletmeniz için Değişimi Konuşturun
Günümüz şartlarına uyum sağlamaya çalışan geleneksel yapıda bir şirketin hayatta kalabilmesi için tasarlanmış ve kurumsallaştırılmış bir değişim yönetiminin önemi oldukça fazladır. Peki sizin işletmenizin değişim seviyesi nerededir hiç düşündünüz mü?
Değişim için ne yapabilirsin?
Bir kurum adına,
Değişimi yönetme konusunda ne kadar istekli ve etkin olduğunuzu biliyor musunuz? Neleri farklı yapmamız gerektiğini size ileten bir lideriniz var mı?
Geçmişte almış olduğunuz ama uygulamaya girmeyen kararlarınız var mı? Bunların neden işe yaramadığını öğrendiniz mi?
Geçmişte işe yaramayan fakat şimdi uygulanması gereken kararlarınız olabileceğinin bir listesini çıkarttınız mı?
Departman arasında değişim yönetimini sorunlarının ne olabileceği konusunda çalışanlarınızla iletişim kurdunuz mu?
Değişimin hangi seviyede planlanması ve yönetilebilmesi için duruma uygun kişileri bu değişime organize ettiniz mi?
Değişimden elde edilecek her sonucun sadece şirket hedeflerine değil tüm paydaşlara yayılacak şekilde entegre edilip uyumlu hale getirebilecek bir iş planınız var mı?
Liderleriniz değişimin nasıl başarıyla yürütülebileceğini biliyor mu? Net vizyon ve hedeflerinizi belirlediniz mi?
Bu konuda bölüm başında atanan kişiler asıl değişim lideri dışında da sorumluluk alabiliyor mu? Alt kadrosuna bilgi verebilecek kapasitede harekete geçebiliyor mu?
Değişim esnasında kurumun rutin iş girişimlerinin yürütülmesine etki edecek teknolojik bir değişiklikte işin büyüklüğünün yeni sisteme aktarılış zamanlaması biliniyor mu?
Tüm işleyiş hakkında sonuçlar ölçülüyor, tedbirler alıyor ve oluşturulmak istenen yeni düzen için her başarıyı birlikte kutluyorsanız değişim sürecini başarı ile tamamladınız demektir.
Networking iyi iş ilişkileri kurmak bilgi paylaşmak potansiyel ortaklar
aramak için bir araya geldiği sosyoekonomik bir faaliyettir. Networking Türkçemize İlişki
Geliştirme Ağı şeklinde çevrilmiştir. Doğru bir ilişki yönetim ağı kurmayı
öğrendiğinizde sadece kariyerinizi geliştirmekle kalmaz kişisel yaşamınızı da
baştan aşağı geliştirirsiniz.
En iyi networker’ların
sadece büyük iyi gelir getiren işletmeleri ve kariyerleri yoktur. Son derece
iyi arkadaşlıkları vardır ve her zaman yeni fırsatlar için çizginin önünde
bulunurlar. Becerilerinizi geliştirmek için öncelikle profesyonel bir ağ
kurmayı hayal etmeniz gerekmektedir.
Hayal edin. Bir
toplantıya, bir partiye davetlisiniz ve tanıdığınız kimse olmamasına rağmen
yabancılarla dolu kalabalık bir odaya giriş yaptınız. Göreviniz yeni insanlarla
tanışmak, arkadaş edinmek ve kendinize özgü bir ağ kurmak. En başta bunu
gerçekleştirmek zor gibi görünebilir ve Neden buraya geldim diyebilirsiniz. Bu
durumu bazı küçük hamlelerle kendi lehinize değiştirebilirsiniz.
iletişim kur
Etkinlikte Verilen
İsim Etiketi İle Ne Yapılmalı?
Bir networking
etkinliğinde yaptığımız ilk şeylerden biri isim etiketimizi almaktır. Bunun
amacı kim olduğunuz, şirketinizin adı veya yaptığınız işin kısa açıklaması ile
karşı tarafın sizin hakkınızda sizi tanımasa dahi ön bilgi vermesi amaçlıdır.
Eğer bir etki sağlamak istiyorsanız isim etiketinize bir konuşma başlatıcı
bilgi ekleyebilirsiniz. “Liderlik Gurusu” gibi bir cümle yazmak dikkat
çekip konuşma başlatıcı olabilmektedir. Etkinlikte etiketleri fark ettirmeden
kontrol etmek konuşmak istediğin konularda kişilere daha çabuk ulaşmanı
sağlayabilir.
Etkinlikte Nerede Ve
Nasıl Olunmalı?
İnsanlar başka
insanlarla tanışmak için bir etkinliğe katıldıklarında kendilerini etkinliğin
girişine yerleştirirler ve bu onlar için en büyük olumsuzlukları da beraberinde
getirebilir. Hatta hiç konuşmadan o etkinlikten ayrılabilirler. İnsanlar bir
etkinliğe girdiklerinde onlarla konuşmak için onlara zaman vermelisiniz.
İçgüdüsel olarak, yeni insanların etrafında yeni bir yerdeyken iki şey isteriz:
Beslenme (bir içecek veya yiyecek) ve odayı araştırmak. Durmak için ise en iyi
yer, insanların sadece içecek almak için yöneldikleri yerde durmaktır.
İnsanlar buradan bir
şeyler alır ve ayrılmak üzere olurlar ve burada daima durmak istemezler fakat
burası her zaman ağ etkinliklerinde kolay ve kısa konuşmaların oluştuğu
yerdir. Kendinizi dilediğiniz an burada konumlandırabilir ya da olay
yerinden geri çekilebilirsiniz. Ve avantajınızı daima kullanın. Sırada
beklerken biriyle tanışma fırsatını asla kaçırmayın. Önünde ve muhtemelen arkanızda
bir insanla tanışmanın en kolay yoludur. Eğer onlarla konuşmaktan
hoşlanmazsanız içeceğinizi aldıktan sonra konuşmayı kolayca
sonlandırabilirsiniz.
Fakat insanların
elinde yemekle çıktığı yerde durmamanız gerekmektedir. Çünkü dolu bir tabak
yemeği olan biriyle konuşmaya başlarsanız, el sıkışmak zordur ve onların o an
tek istedikleri yemek yemektir! İnsanların yemek büfesinden çıktığı yerde
durmak yerine, kokteyl masasında durabilir ya da insanların yemek yediği
masalarda oturabilirsiniz. İnsanlar tabağını bırakıp rahatça yediklerinde
sohbet edebiliyorlar.
Beden Dilinizi
Kullanın
Networking oluşturma da gerçek bağlantılar kurmak zor olabilir. Eğer doğru bir el
sıkışma alanından uzakta iseniz bunu kolaylaştırmak amaçlı beden dilinizi kullanabilirsiniz.
Ayrıca Baş eğme hareketi “Dinliyorum” un evrensel bir beden dili
işaretidir. Bunu birileri size dikkatini verdiğinde ve onlarla tanışmaktan
heyecan duyduğunu göstermek için yapabilirsiniz. Bu sizin daha fazla karizmatik
görünmenizi sağlar.
Etkinlikte Networking
Oluştururken Kartvizit Takası ve İsim Hatırlama Sorunu ile Başa Çıkma
Etkinlik olaylarında
kartvizitlerde genelde iki sorun ortaya çıkar. Öncelikle, birisi sorduğunda
garip bir şekilde kartvizit arayabiliriz. Ya da birinin kartvizitini
kaybedersiniz ve ertesi gün o kişiye ulaşmak istediğiniz de ulaşamazsınız.
Günümüzde her şeyin internette olduğunu farz etsek bile kartvizit alıp vermeyi
kendi için önem arz eden kişiler kartvizitleri bulmak için sol cebi ve diğer
kişilerin kartvizitleri sağ cebe koymak gibi kendinize özgü pratik kurallar
koyabilir ve takas işlemlerini kolaylaştırabilirler. Aynı şey cüzdan çanta
bölmelerinde de kişiye hız kazandırabilir.
İsimleri hatırlamak
ise özellikle birden çok kez kişiyle tanışıldığında çok yorucu olabilir. Bunun
için tanıştığınız kişinin ismine özgü ipuçları eklenebilir. Örnek: İlker-
İlk-Er Birinci Asker, Gülay: Gül&Ay gibi hafızaya yerleştirilebilir. Buna
benzer teknikler kullanmanız hem isimleri çabuk hatırlamanıza hem de
yaratıcılığınızın gelişimine yardımcı olacaktır!
Networking Oluşturmak
İçin Planlama
Keith Ferrazzi, “Asla
Yalnız Yeme” adlı kitabında, insanların yaptığı en büyük hatalardan birinin
güçlü bir ağ kurmanın başka herhangi bir amaç gibi olmadığını fark ederek
başarısız olduklarını söylüyor. Kimlerle bağlantı kurmak istediğinizi ve bunu
nasıl yapmayı planladığınızı gösteren bir plana ihtiyacınız var. Bunun için İki
listeniz olmalıdır.
Networking planlaması nasıl olmalı?
Birincisi tanıştığınız
ve ilişkinizi güçlendirmek istediğiniz insanlar olmalı. Örnek: meslektaşlar
etkinliklerde tanıştığınız ilginizi çeken insanlar. İkinci olarak tanışmak
istediğiniz insanları listeleyebilirsiniz. Örnek: Bulunduğunuz sektör
liderleri, katılmak istediğiniz bir topluluğun üyeleri veya niş alanınıza etki
eden kişiler.
Bu her iki liste de
yer alan her bir kişiyle olan ilişkinizi başlatmak veya güçlendirmek için
gerçekleştireceğiniz eylemlere karar verin. Bunu yaparken, her bir bireye
bağlanmanın en iyi yollarını değerlendirin. İlk kez buluşuyorsanız harika bir
ilk izlenim bırakmaya odaklanın. Kişiyi tanıyorsanız, ay da bir kısa kahve
molaları ayarlayarak onlarla daha sık konuşmanın yollarını bulun. İlişkileri
geliştirirken planınızı düzenli olarak güncelleyin.
Ağ oluşturma çalışmalarınızda ne kadar yoğunlaşırsanız, ilişkileri o kadar
hızlı kurarsınız. Karşılaştığınız her insan, iç görü, bilgi ve tecrübe
zenginliği içerir. İnsanları tanıdıkça, bu zenginliği siz de kendinizde
paylaşır ve kendi hayatınızı daha zengin ve daha başarılı hale getirmek için
kullanırsınız. Geniş ve çeşitli bir networking için başarı büyük öneme sahiptir.
Networking Nasıl İnşa
Edilmeli?
Bulunduğunuz yere ait
bir niş seçin. Sık bulunduğunuz çevreleri düşünün. Örneğin; girişimcilik
kulübü, dans salonu, sanat atölyeleri… ve mutlaka LinkedIn’den yararlanın. Bir
etkinlik öncesinde ağ oluşturmak istenildiğinde veya çevrimiçi ağ oluşturmanın
en iyi yollarından biri, LinkedIn’de bulunmaktır.
Networking Ağına
Yardım Etmek
Her nerede olursa
olsun “Size yardımcı olabilir miyim?” sorusunu sormak uzun süreli
bağlantılar kurmanın en etkili yollarından biridir. Birine yardım ettikten
sonra, onların hayatlarına değer kattığınız için anında kendinizle daha barışık
bir hale geliyorsunuz. Yardım teklif etmek, size pozitif bir ün kazandıran bir
stratejidir, çünkü kendinize değil diğer insanlara odaklanıyorsunuz.
İnsanlara yardım etmek
onları çok zor bir uğraştan kurtarmak için yapılan bir şey olmak zorunda
değildir. Yapmanız gereken tek şey bilginizi veya zamanınızı sunmaktır. Yeni
bir ilişki kazanmak için de merakınızı kullanarak başkalarına da yardım
edebilirsiniz.
Bu kişiyi ne motive ediyor?
Neye önem verir?
Ne hakkında konuşmayı sever?
Konuştuğunuz her
insanla ilgili buna benzer sorular üretebilirsiniz. Kendi sosyal görevinize
yardım ederken aslında onlar hakkında edindiğiniz her bilgi karşı tarafı da
daha önemli ve değerli hissettirecektir.
Networking Çevrenizi
Birbirinize Tanıtın
Herkesi tanıyor gibi
görünen insanlar vardır bunlar bağlayıcılar olarak bilinir. Birine yardım
edemeseler dahi, sahip olabilecekleri harika arkadaşlarının listesinin
kendisinde olduğunu bilirler. Birbirini tanıması gereken kişileri biraz zaman
harcayarak ağınıza farklı bir değer ekleyebilirsiniz.
Bu kişilerin sizin
için güçlü yanları ile ilgili bilgileri güncel tutabilir, ihtiyacı olan başka
birinin gücüyle eşleştirip tanıştırabilirsiniz. Bu herkes için kazanılan bir
stratejidir çünkü bağladığınız insanlar bir araya geldiklerinde istedikleri
bilgi ile birbirlerini tanımaktan yararlanır. Her ikisi de kendini size
minnettar hisseder.
Katıldığınız her etkinliğinin profesyoneli olabilirsiniz, ancak takip
etmezseniz, gerçekten işinize gerekli olan bağlantı kurarken başarısız
olursunuz. İnsanların hepsi meşgul ve onlarla sık bağlantı kurmazsak unutulmaya
hepimiz mahkumuz. Görüşmeden sonraki 48 saat içinde kendinizi hatırlatan kısa
bir mail yeniden iletişimi başlatabilir. Eğer kendi network’ünüz için hızlı
bir tanışmadan yararlanmak isterseniz,
Siz de çevrenize değer katabilecek bir sohbeti başlatabilir çevrenizin ilgi
duyabileceği potansiyel makaleler yazabilirsiniz.
Bunun için birçok topluluk önünde konuşma kulüpleri (toastmaster) ile
içerik editörlüğü, blog yazarlığı gibi online eğitimler size yardım
edebilir.
İnsanlara doğum günlerinde tebriklerini iletmek onları çok iyi tanımasanız
bile mutlu eder ve iletişim sağlar.
İnsanları ilgilenebilecekleri fırsatlar hakkında bilgilendirin.
Araştırmaya göre
insanları hedeflerine ulaşmaya en çok maddi ödüller, tebrikler, kişisel
ilerlemeler ve yarışmalar sağlamaktadır. Çoğu insan teşvikler ve motivasyon
hakkında çalışanın işin daha iyisini yapmasını adına onlara bir ödül
verilmesini düşünüyor ancak bilim, finansal kazanımların başarı için yetersiz
motivasyon olduğunu söylemektedir.
Gerçek
Motivasyon
İlerleme! New York
Times Bestseller yazarı Daniel Pink: “Bizi Motive Eden Nedenler Hakkında
Şaşırtıcı Gerçekler” başlığı adı altında insan motivasyonuyla ilgili otuz
yıllık bilimsel araştırma yapmış ve gerçek motivasyon kavramının kişinin ancak
ve ancak kendi kişisel ilerleme çabalarıyla olabileceğini anlatmak istemiştir.
Bilim kendimizi ve başkalarını nasıl motive edeceğinizle ilgili bize ipuçları
verir. İşte motivasyonunuzu
geliştirmek için bazı ipuçları.
Yaşasın başardım…
Küçük Galibiyetler
Kendini Motive Eder
Finansal teşviklerin en iyi motivasyon türü olduğunu düşünürüz fakat Daniel
Pink bu görüşün modası geçmiş olduğunu savunuyor. Daniel Pink yazılarında: “Genellikle,
bir şeyi ödüllendirirseniz, daha fazlasını elde edersiniz. Bir şeyi
cezalandırırsan daha az alırsın. Ve işletmelerimiz son 150 yıldır bu tür bir
motivasyon planına dayanıyor.” der.
İnsanın kendi
yaşamlarımızı yönlendirmesi, öğrenmesi ve yeni şeyler yaratma ihtiyacı, yüksek
performans ve memnuniyetin sırrıdır. İlerlemenin kahramanı olarak küçük
kazançların gücünden yararlanılmalıdır. Meslektaşlarınızla, eşinizle veya
kendinizi motive etmeye çalışarak ilerlemeyi göz ardı etmemek için bir kontrol
listesi hazırlayabilirsiniz.
Motivasyon İçin
Yapılacaklar Listesi Nedir?
Yapılacaklar listenizi
yapmak için daha önce yapmış olduklarınızla başlayın. Daha fazlasını yapmadan
önce, kaydettiğiniz ilerlemeyi kontrol etmek için küçük bir tören yapın.
Kendinize belli saatler içerisinde verilecek bir ödül sunun. Bu bir yemek,
kitap veya yürüyüş olabilir. Kendiniz ve ekibiniz için puan tabloları
hazırlayın, büyük bir projenin ortasında olduğunuzda ne durumda olduğunuzu
görebilirsiniz.
Takım arkadaşlarınız
ile konuşurken ne yapacaklarını söylemek yerine şimdiden yaptıkları hakkında
konuşun. Bir iltifat edin ve zaten belirli görevlerini vurgulayın. Her zaman
sonuca ne kadar az kaldığını değil ne kadar ileri gittikleri hakkında konuşun.
Sadece küçük kazançları kutlamaya başlayın ve büyük kayıplarınızı durdurmaya
çalışın.
Kendini Motive Eden
Konuşma Yarat
Kafanda nasıl bir ses
var? Düşüncelerimiz gizlidir ve bu aslında iyi bir şeydir. Aklımızda
gerçeklikten daha çok acımasız olabiliyoruz fakat sorun şu ki, doğru bir motivasyon için düşüncelerimiz
önem taşımaktadır. Kendine soru sor? Düşünceleriniz eylemlerinize uygun mu?
Düşüncelerinizi yayınlamak iyi olur mu? Bizler motivasyonumuzu inciten kötü
alışkanlıklara sahibiz.
Sigara içmek, kötü
yemek, egzersiz yapmamak, fazla çalışmak, az çalışmak, yalan söylemek, alkol
almak, kaybetmek, dedikodu, organize olamamak, şikayet etmek, başlamak ama
tamamlamamak, sorunları göz ardı etmek gibi alışkanlıklarımız düşüncelerimiz ve
eylemlerimizin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu açıklamaktadır. Bunlar için
zihninde kendi davranış değişimini yarat ve ona motivasyon ekleyebilirsin.
Beyin En Çok Ne
Söylediğimize İnanır
Shad Helmstetter “Kendinizle
Konuşurken Söylenecekler” kitabında düşüncelerimizin programlandığını
savunmaktadır. Kendimize anlattığımız fikirler, doğru olup olmadığına
inandığımız inançları deneyimlerle öğreniyor ve düşüncelerimizle bu bilgileri
programlıyoruz. Aksini düşündüğümüz de de sonuç değişmiyor beyin yine o
düşünceyi programlamaya devam ediyor.
Burada önemli olan düşünce irademizi pozitif yönde tutmaya çalışmak. Kendimize söylediğimiz
sınırlayıcı inançlar motivasyonumuzu etkileyebilir. Ben …. iyi değilim.
Ben asla …tarzı cümleler ile beynimizi çalıştırıyorsak üretken olmanız mümkün
değildir. Bunun için ne söylediğimize dikkat etmemiz gerekir. Bazen
düşüncelerimize kendi gerçekliğini sınırlayıcı dilekler gelir.
Dileklerin
Sınırlandırılması Nedir?
Gelecekteki olası bir
durumun eksikliklerimizden kaynaklanacağını ve olmamasını düşünmektir. Farkında
olmadan süreç içerisinde insanlar cümlelerinin başına “keşke” kelimesini
getirerek bu düşünceyi oluşturmaya başlarlar. Bu gibi durumlar içimizde var
olan olası motivasyon isteğimizi kısıtlar.
Keşke ben daha genç olsaydım,
Keşke daha zayıf olsaydım,
Keşke daha uzun olsaydım,
Keşke daha zengin olsaydım,
Keşke daha komik olsaydım.
Herhangi bir sınırlama isteğiniz olduğunda
Keşke…kelimesi ile
başlayan bir cümleyi, her şey daha iyi olurdu …şeklinde değiştirirseniz
sınırlayıcı inançlarınızı bir seviye değiştirebilirsiniz. Yol gösterici
olabilir.
keşkeler iyi ki olsun!
Şimdi Değişim Zamanı
Kendi kendine konuşarak motivasyonunu nasıl 5 adımda değiştirebilirsin? Dr.
Helmstetter kendi kendimize konuşmamızın kendi düşünce yapımızı ve motivasyonumuzu etkilediğini
savunmaktadır.
Olumsuzu Kabul Etme
“Yapamam ...”
Kendi gerçekleriniz ve sınırlama dilekleriniz kendiniz hakkında kabul ettiğiniz
mevcut olumsuz fikirlerdir.
Olumsuzu Değiştirme
İhtiyacı
“Yapmam gerek…”,
“Yapmam gereken…” “Umarım”. Burası şimdi olduğumuz yerdir. Bu yer
sınırlanmış dileklerimizi değiştirmeye çalışmaktır.
Değişime Karar Verme
“Artık …”
Bu cümleyi kurarken sahip olduğumuz sınırlayıcı inançları değiştirmeye karar
vermiş olmaktayız.
Daha İyi Ol
“Ben …”
Kendi adınızla başladığınız her yeni cümle yeni bir öz-vizyon ve özgün
konseptinizi yaratır.
İsteğini Evrensel
Beyana Sun
“Bu …”
Kendi inancınız ile etrafınızdaki dünyayı değiştirmeyi taahhüt et. Ancak
değişime bağlı kalmak işin en zor kısımdır. Bunun için kafa sesinizi
değiştirmelisiniz. Kafa sesinizi düşünün. Bu ses, gerçek hayatta kullandığınız
ses gibi mi? Kendinle konuştuğun gibi başka biriyle konuşur musun?
Bu sorulara göz atın
ve kendinle ilgili 7 gün eylem çalışması yapın. Kendinle konuştuğun zaman,
nereyi düşlüyorsun? Bunları not edip bu düşünceleri 5 adımda anında
değiştirebilir ve eski-yeni inançlarını inceleyebilirsin.
Kendini Motive Etmeyi
Seç
Seçme şansımız var. Ve bunu yapmaya sadece siz karar verebilirsiniz. Bu
sebeple kendimizi heyecanlandırmak için hepimizin ritüellere, rutinlere ve
alışkanlıklara ihtiyacı vardır. Bu bir toplantıdan, önemli bir tarihten veya
bir olaydan önce yaptığımız herhangi bir şey olabilir. Böylece önce ruhunu
mutlu ederek kendini motive etmeye başlayabilirsin. Son olarak daima üretken
olmayı deneyin! Verimlilik ve motivasyon en iyi iki arkadaştır.
Hedeflerinize ulaşmak
için zihinsel olarak güçlü olmamız gerekir. İnsan olarak muhteşem bir
kabiliyetimiz var. Karmaşık problemleri çözebilir yeni olasılıklar hayal
edebilir ve karmaşık becerileri öğrenebiliriz. Fakat çoğumuz zamanımızı sürekli
aynı zihinsel aktiviteleri yaparak sürdürüyoruz ve beyin gücümüzü
zayıflatıyoruz.
İrade Gücü Nedir?
İrade gücü cesaret, zihinsel dayanıklılık ve kararlılığın bir birleşimidir. Bu güç öğrenilip
güçlendirilebilir. İrade gücü ile mücadele edebilir ve irade kaslarınızı
güçlendirebilirsiniz. Zihinsel sınırlarımızı zorlamak, zorlayıcı, rahatsız
edici ve yorucu geliyor. Karar verme ve
özgür irade gücü bizi ele geçiren ve kendimize hükmetmemizi
sağlayan bir güç.
karar ver
Daha fazlasını yapma,
daha fazla başarı elde etme ve yeteneklerinde ortalamanın üstünde olmak ve
aynılıktan sıyrılmak irade gücünü gösterir. Peki, irade ile sağlığımızı,
mutluluğumuzu, verimliliğimizi geliştirmenin formülü nedir? Bunun için
hayatınızda sizin için önemli olan en az 3 farklı irade hedefi düşününüz.
Daha fazla ne yapmak istiyorsun?
Daha az ne yapmak istersin?
Hangi uzun vadeli hedefe doğru çalışıyorsunuz?
Tüm bu isteklerinle nasıl başa çıkıyorsun?
En çok nerelerde pes edersiniz?
En sık ne zaman pes ediyorsun?
İrade gücünüzü en çok tüketen şey nedir?
Tüm bu sorulara cevap
verirken ve irade gücünüzü arttırmak için kendiniz hakkında bilgi sahibi
olmalısınız. Size bir işi yaparken engel olan zihinsel tuzakları,
alışkanlıklarınızı öğrenmelisiniz ve gerektiğinde nasıl hayır demeyi öğrenmemiz
gerekmektedir.
İradenizi Güçlendirin
Vazgeçmeye veya pes
etmeye hazır olduğunuzda, istediğiniz gücünüzü düşünün. Bu düşünce mevcut
aktivitenizi uzun vadeli bir hedef veya değere bağladığınızda size biraz daha
ileriye götürmek üzere motivasyon verebilmektedir.
İrade gücünü arttırmanın yolu var mı?
İrade gücünüzü arttırmanın önemli bir yolu nasıl daha
üretken olunacağını öğrenmek, şimdi hemen başlamak ve geleceğimizi
şekillendirmektir.
“Gelecekte
kendimizi farklı insanlar gibi düşünüyoruz. Gelecekte kendimizin, bugünün
kendilerinin idare edemediklerini yapmasını bekleyerek onları idealleştiririz. ”-
Dr. McGonigal
Hedefi
Belirlemek
Araştırmalar hedef
belirleyen insanların daha başarılı olduğunu söyler. Ancak tüm hedefler eşit yaratılmamıştır.
Düzgün bir şekilde kurulmamış olan hedefler ters etkiye sahip olabilir.
Hedef çarkı nedir?
Hedef belirleme ve gerçekleştirme
konusunda öncelikle kendinizi bireysel olarak nasıl hareket ettiğinizi
ölçeklendirmeniz gerekmektedir. Buna hedef çarkı adı verilmektedir.
Sonuçları elde etmek
için ihtiyaç duyduğunuz becerileri, süreci veya yöntemleri tanımlayabilirsiniz.
Örneğin aşağıdaki sorulara benzer yanıtlar yaratabilirsiniz.
İş: İşiniz, kariyeriniz veya işinizin etkinliği ve başarısı hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Arkadaşlar: Sosyal hayatın nasıl?
Aile: Kişisel ilişkilerin nasıl? Eşiniz veya eşiniz?
Kişisel Tutkular: Kişisel tutku projeleriniz, hobileriniz veya sizi
karşılayan eğlenceli aktiviteleriniz var mı?
Maneviyat: İnancınız, zihinsel sağlığınız nasıl?
Sağlık: Fiziksel sağlığınızdan memnun musunuz?
İş: İş çabalarını arttır, daha fazla insana ulaşabilmeye odaklan.
Arkadaşlar: Arkadaşlarına daha düzenli zaman ayır. Bir hafta sonu eğlencesi
planla.
Aile: Aileni daha sık gör ve bağlantı kurmak için zaman yarat.
Kişisel Tutkular: Tutkun olduğun bir konuda örneğin okumaya daha nasıl
fazla zaman yaratacağını düşün, Arkadaşlardan 10 kitap önerisini al.
Maneviyat: Zihinsel alan yaratmak için meditasyon yapmaya başla veya tek
başına yürüyüşe çık.
Sağlık: Daha fazla yeme- içmene nasıl dikkat edeceğini belirle,
dayanıklılığınızı arttırmak için egzersiz programlarına katıl.
Bu gibi birçok
hedeflerimize ilk başladığımızda iyimser ve umut dolu oluruz fakat karşımızda
daima bizi bu tutumumuzda alıkoyan ve yapmak istediklerimizi engelleyenler
bulunacaktır.
Hangi kısıtlamalar, hedeflerinize ulaşmanızı zorlaştırıyor?
Hangi davranışlar hedeflerinize ulaşmanızı zorlaştırıyor?
Hedeflerinize ulaşmanızı kim zorlaştırıyor?
Engelleyicilerimizin ne olduğunu bildiğimiz zaman, onların etrafında hedeflerimizi planlamak
için çalışabiliriz. Belirlediğimiz her hedef irade ve motivasyonumuz ile
etkinleşecektir.
Mentör kavramının
dilimizde İngilizceden yerleşmiş olduğu bilinse de; kelime kökenini mitolojiden
alır. Homeros, Odysseus (Odesa) İthaka Kral’ı Ulysses’in savaşa gitmeden önce
oğlu Telemachus’u en yakın arkadaşı olan Mentor’a emanet ettiğini anlatır. Bu
dönem içerisinde mentör, kralın oğlunu en iyi şekilde eğitmiş ve
yetiştirmiştir.
Bu uygulama ile
mentörlük iş dünyasında herhangi bir konuda deneyimli ve bilgili olan bir
kişinin daha az deneyim ve bilgiye sahip olan bir kişiye rehberlik etmesine
yardım eder. Mentörlük ilişkisinin gerçekleşmesi için belirli bir uzmanlık
alanına sahip olunması gerekmektedir. Bu kişi yaşlı veya genç olabilir önemli
olan uzmanlığını ve deneyimlerini aktarabilmesidir.
Mentörlük İlişkisi
Bireye Ne Sağlar?
Mentör ile eğitim alan
kişiyi Mentii adı verilmektedir. Bu çift yönlü karşılıklı etkileşime dayalı
yöntemdir.
Özellikler yeni mezun
kişiler; mentörlerin deneyimlerinden yararlanarak daha az hata yapmayı
öğrenmektedir. Kişiler İsteklerine yönelik kariyer planlama becerileri
kazanabilmektedir. Öte yandan mentörler de her farklı mentii çalışması ile
sahip oldukları bilgileri pekiştirme olanağı elde etmektedir. Her yeni mentii
ile tanışmak onların farklı fikirlerinden yararlanmak mentörün de sürekli
kendini yenileyebilmesi ve geliştirmesine olanak sağlar.
MENTÖRLÜK ÇALIŞMALARI
İş yaşamın da
mentörlük çalışmaları ise; Bir kurum da çalışanların kendi iç potansiyellerini
ortaya çıkarmaya yol göstericidir. İş dışında bir hobi çerçevesinde de
becerilerin gelişmesinin yararları imgelenir. Kişinin bulunduğu pozisyonda
kendini geliştirmesini hedefler. Onu olması gereken en yüksek kapasiteye taşır.
Bir mentör’ün sahip
olması gereken en önemli iki özelliği konuşma becerisi ve üretkenliktir.
1 – Bir mentör iyi bir
iletişim Becerisine sahip olmalıdır
Mentörlüğün büyük bir
kısmı konuşma becerileri ve diğer kişilerle iyi iletişim kurabilme üzerindedir.
Mentör mentii adayı
ile iletişime geçer, Mentörlük sözleşmesini hazırlar, Uygun mentörlük
modellerini düzenler, kişiye uygun hedef belirler, Aktif dinleme becerilerini
ön plana çıkartarak kişiye açık uçlu sorular sorar ve cevaplarını yönlendirir.
2 – Olayları
birbirleri ile ilişkilendirerek üretkenlik sağlamalıdır.
Mentör’ün bir durumdan
diğerine yönlendirilebilen genel niteliklerin geliştirilmesine vurgu yapar.
Empati kurabilme, problem çözme yeteneği, iş birliği bunun içerisinde yer alır.
Mentörlük İlişkisi
Süreci Nasıl İşler?
MENTÖRLÜK AŞAMALARI
Genel hatlarıyla
giriş, gelişme ve sonuç adı altında ana üç aşaması bulunur, Mentör’ün işleyiş
tarzına göre bunlar değişim gösterebilir.
1 – Mentörlüğe Giriş
İlişkisinde;
1 ve 2. görüşmeleri
kapsar. Hazırlık olarak adlandırılan mentör ve mentinin arasında gerçekleşen
bir sözleşme formu üzerinden belirlenmiş sorumluluklar açıklanır.
Bunlar genelde;
Menti’nin rolü, görev ve sorumlulukları
Mentör’ün sorumluklukları
İlişkinin süresi, görüşme sıklığı ve görüşme aracı (online veya yüzyüze)
Menti’nin hedefinin ne olduğudur.
2 – Mentörlükte
Gelişim İlişkisi;
Hazırlık aşamasında
belli talepleri ve öncelikleri netleştiren mentor – menti çiftleri bilgi ve
deneyim paylaşımında bulunarak hedefe yönelik sonuçlar almaya başlar. Bu
süreçte her iki tarafta anlatılan olayları inceler, farklı veya benzer
deneyimlerini paylaşır ve farklı bakış açıları geliştirir.
3 – Mentörlükte Sonuç
İlişkisi
TERSİNE MENTÖRLÜK KAVRAMI
Mentör ve menti
ilişkisinin başlangıç ve sonuç arasındaki süreç gelişimi ve hedefe ulaşabilme
becerisi değerlendirilir.
Tersine Mentörlük
Günümüzde özellikle dijital dünyayı her alanda çok sık kullanabiliyor
olmamızın gerekliliği X, Y, Z jenerasyonu arasında bazen uçurumlara sebep
olabilmektedir. İşte durumda Tersine Mentörlük adı verilen bu kavram X
jenerasyonu üst düzey bir çalışana bu alanda yardımcı olabilmek için imdadına
yetişiyor. Y kuşağından bir başlangıç seviye çalışanı yaygın şekilde X kuşak
olarak görülen deneyimli bir yöneticiye yeni teknolojiye dair kullandığı bilgilerini
aktarabilmektedir. Bu uygulamanın ilk ilham kaynağı General Electiric eski
CEO’su Jack Welch’dir. Welch 90’larda GE yönetimine internet ve yeni
teknolojiler hakkında genç nesilden danışmanlık aldırmıştır.
Yeni nesil
çalışanların üst düzey yöneticilerle bir araya gelerek yeni medya, dijital
pazarlama konularında mentörluk yaptığı bu çalışma iki taraf içinde eğitici ve
yakınlaştırıcı bir uygulamadır. İş ortamında kuşaklararası çatışmayı
dayanışmaya çevirmek, çalışan bağlılığını arttırmak, kurumsal öğrenmeyi
zenginleştirmek ülkemizde de sıklıkla görülebilen önemli bir bir mentör –
mentii ilişkisi içerisinde yer almaktadır.
Geri bildirim, bir mesajın göndericiden
alıcıya iletilip sonrasında gerçekleşen durumu hakkında alıcının göndericiye
geri iletilmesi işlevidir. Olumlu ya da olumsuz tüm geri bildirimler iletişim
sürecini en temel öğesini oluşturur.
Çünkü etkili iletişim
geri bildirim sayesinde kurulabilir. İyi bir geri bildirim sürecinde
mesaj alınmış, algılanmış, gerektiği şekilde doğru yorumlanmış ve geri bildirim için hazır hale getirilmiştir. Bu bildirimler
iletişim sürecini hızlandırır. Doğru kullanıldığında önemli bir motivasyon
aracı olabilmektedir.
Geri Bildirim Çeşitleri Nelerdir?
Negatif (yıkıcı) ve Pozitif (yapıcı)
olarak adlandırılan iki tür geri bildirim vardır.
Negatif bildirim iletişimde bulunan iki kişi
arasında hedefin olumsuz yanıtını oluşturur.
Kişide güveni azaltır
Kişiyi savunmaya
zorlar
Kişiyi bir yargı
karşısında bırakır
Kişinin kendine ait
özsaygısını azaltır.
Pozitif bildirim ise
hedefin olumlu karşılığıdır. Verilmek istenen mesajın her iki taraf için de
aynı anlamı taşımasıdır.
Kişinin yetenek ve
beceri potansiyeli gelişir
Kişiye motive sağlar
Kişiye özgüven verir
Güven ortamı sağladığı
için iş birliği geliştirir.
Etkili geri bildirim yapılacak görev veya konu hakkında bilgi yoğunluğu ister.
İş Hayatında Geri Bildirim Kimlere Verilir?
Bir yönetici
tarafından hedef bazlı çalışma sonrası performans sonuçlarıyla birlikte çalışanlara
Kişilik envanter
değerlendirmeleri testlerine katılan adaylara
Şirket içi
çalışanlarına çeşitli anket uygulayan işveren geri bildirim
verilebilmektedir.
En önemli ve etkili
geri bildirim yönetici tarafından verilen olsa da insan kaynakları ve iş
arkadaşları tarafından da geri bildirim yapılmaktadır.
Geri Bildirim Veren Kişi Görevini Nasıl
Üstlenir?
Geri
bildirim verilecek kişi
görüşme öncesi belirlenir ve zamanında harekete geçilmeli.
Görüşme başladığında
bunun yapılış amacı mutlaka anlatılmalı.
Net ve her şeye karşı
şeffaf olabilmeyi sağlamalıdır. Çalışanlar arasında kabul gören en önemli
davranış yöneticinin çalışanları arasında kayırma yapmadan adil bir mesafeyi
sağlayabilmesidir.
Çalışanın görüşme
esnasında kendini rahat hissetmesi sağlanmalı.
Karşılıklı konuşma
şeklinde olmalı.
Olumlu veya olumsuz
her bildirim ile konuşmanın bir amacı olduğu ve kişiye mutlaka bir fayda
sağlayacağı hissettirilmeli.
Dürüst olunmalı,
performansı düşük birine nedenleri mutlaka açıklanmalı ve bulunduğu durum ve
yarattığı etki anlatılmalı.
Görüşme karşılıklı
anlayış ve saygı içerisinde sonlandırılmalı.
FEEDBACK NEDİR?
Geri Bildirim Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?
Karşı taraf ile
görüşmeye başlamadan önce şimdi ve gelecek de geri bildirimin her yönü ile
aslında olumlu bir süreci temsil edeceğini karşı tarafa hissettirin.
Zamanları vererek
hedeflerinizdeki tarih aralıklarına uygun bilgilendirmeler üzerinden ilerleyin
Düzenli aralıklarla
görüşmeler yapın ve tüm toplantıları planlayın (günü, zamanı, ne kadar
süreceği, neler konuşulacağı)
Açık ve net cümleler
kurun. Konu dışına çıkmayın ve söyleyeceklerinizin provasını yapın
Konu ile ilgili sizin
(yani geri bildirimi verecek olan kişinin) hoşunuza gitmeyen bir
davranış bir düşünce varsa iletmekten çekinmeyin.
Olumlu yanlar varsa
mutlaka takdir etmeyi unutmayın.
Başkalarının
fikirlerinden etkilenmeden sadece kendi görüşünüzü dile getirin. Ben diliyle
konuşun.
Sadece iki kişinin
bulunduğu özel bir ortamda görüşme yapın.
Konuşulacak olan
konuları en fazla 3 konu olarak sınırlandırın. Fazla eleştiriler karşı tarafı
yorabilir.
Görüşme sonrası
konuların ölçülebiliyor olmasını sağlayın. Değerlendirmeyi yazılı yapın ve
belgeleyin.
Etkili bir geri bildirim çalışanda güven sağlar. Güven sağlandıkça iş ile ilgili paylaşımlar da
artmaktadır. Çalışanın yönetici ile arasındaki köprünün daha sağlam olması ve
birlikte daha emin adımlarla ilerlemeleri doğru yer ve doğru zamanda yapılan
geri bildirimlerle sağlanabilmektedir.
Liderler farklı düşünürler o halde Liderlik Nedir? Liderlik, diğerlerini etkileme
ve etkileme yeteneğidir. Liderlik öğretilebilir mi? – Kesinlikle.
O zaman bir lideri farklı yapan nedir?
Liderlik
Becerileri
1
– Bir Küçük “Evet” Sözcüğüne Değer Ver
Liderler insanların fikirlerini satın alma konusunda oldukça ustalar- normalde
evet diyemeyecekleri hallerde bile öğrenmek isteyerek değer önerisinde
bulunurlar.
2
– Övgü Etkisini Önemse
Etrafınızdaki insanları motive etmek istiyorsanız, cüzdanınızı rafa
kaldırın. Övgüler ile sosyal ödül vermeye odaklanma insanları motive etmenin en
iyi yolunun para değil övgü olduğunu bize söylemektedir. Bu, sezgiseldir bunu
isteriz. Fakat toplumların çoğu, mutluluğu arttırmak için nakit ya da
nakte dönüşebilen motive ediciler kullanmak üzere
yapılandırılmıştır. İşinizde iyi performans gösterdiğinizde extra maaş
zammı alırsınız. Bir çalışanı ödüllendirmek istediğinizde, onlara bir prim
verirsiniz. Sürekli maddi bir bedel üzerine çalışırken aslında bizi manevi
motive edecek olan şeylere ihtiyaç duyarız. Bu Övgüdür. Liderler sürekli
olarak etrafındaki herkesin en iyi benliklerinde yaşamasını ister.
Övgü verir. Olumlu gerçekliğe sahiplik duyarlar. Çevrenize “En iyi
müşterilerimizden biri” veya “Birlikte çalışmaktan zevk duyuyoruz” gibi
sözcüklerle pozitif beklenti etkisinden yararlanabilirsiniz.
Liderler ve Birlikte Çalışma
3 –
Mantık mı, Duygu mu?
Sizde dünyanın en büyük liderlerinin öncelikle mantık veya duyguyu bir
arada kullandığını düşünüyor musunuz? Bir kişide iknayı ölçmenin üç farklı
taktiği vardır- mantık, sezgi ve duygu.
Mantık vücudumuzda başımıza hitap etmektedir.
Temel argümanları desteklemek için sebep, kanıt ve içgörü gerektiren araştırma
ve istatistikler dilini destekler.
Sezgi bağırsaklarımıza hitap etmektedir. Bir
konuşmacıyı bir uzman olarak görmeye ikna eden, başarılar, referanslar ve vaka
çalışmaları dahil olmak üzere her şeye sezgilerimizle güvenilirlik sağlar. Bizi
yorduğunda bu duygu karın bölgemizde kendini hissettirir.
Duygu ise kalbimize hitap etmektedir. Bu
kişinin herhangi bir mesaja şahsen yakınlaşmasını sağlamaya yapmalarına
yardımcı olan öyküler, görüntüler, seslerden oluşmaktadır.
Liderler izleyicilerine hitap etmek için duygu,
sezgi ve mantık harmanı kullanırlar, ancak kalbe odaklanmak kafaya
odaklanmaktan daha önemlidir.
4 –
Masada Sağ Koltuğu Seçin
Liderler her zaman masa başında otururlar. Peki siz ziyaretiniz
esnasında oturacakken hangi koltuk en iyisidir? Liderler beden dili
ve aralığının algı için ne kadar önemli olduğunu bilir. Aslında,
oturduğumuz yerle etkileşimlerimizi nasıl etkilediğine dair etkileyici bir
araştırma vardır. Örneğin; Bir konferans odasına girdiğinizde nereye
oturursunuz? Kapıyı açtınız ve dikdörtgen bir masa gördünüz, Düşününüz. Masa
başındaki ilk koltuğa A harfini verelim.
En güçlü koltuk “A” koltuğudur. Bu koltuk masanın başındadır ve anında
kapıyı görür, Hükmedici ve anlatıcı koltuktur. Burada oturanlar içeri girer
girmez odanın içindeki herkesi görür. Bazı zamanlarda liderler her zaman en
güçlü koltukta oturmak istemezler. Mevcut birini izlemek, görüşmeye katılmadan
izlemek ya da görülüp duyulmamak için bir odaya giriyorsanız, farklı bir koltuk
seçmek isteyebilirsiniz. Bu durumda sağ taraftaki koltuk kurtarıcınız
olabilmektedir.
Lider gibi davran!
5 – Boş
Kalorili Zamandan Kaçının
Hiçbir şey yapmadan saatler geçirdiniz mi ve daha sonra bunun tam bir zaman
kaybı olduğunu fark ettiniz mi? Bu, özellikle faaliyetin kendisinin
kesinlikle bir amacı veya faydası olmadığı zaman sinir bozucu olmaktadır.
Hiçbir şey yapmadan zaman harcamaktayız. Ve yine bizim için en değerli olan
beyin enerjimizi kullanıyoruz.
Liderler önemsiz faaliyetler için zihinsel enerji
harcamazlar. Tüketir ve besleyici zihinsel faaliyetlerine sadık kalırlar.
Bazen boş kalorili faaliyetlere giriyoruz.
Verimli bir şey yapmak için çok yorgun olabiliyoruz
Çalışmayı bırakmak istiyor ama gerçek bir mola vermek
için suçluluk duyuyoruz
Sıkılıyoruz
Korktuğumuz bir proje veya aktiviteden kaçınmak için
erteliyoruz.
Bir araştırmaya göre, insanlar zihinlerinde dolaşırken, zamanın sadece yüzde
56’sını mutlu hissetmektedirler. Bunun nedeni, zihin dolaşırken beynimizin
canlanamaması ve mutlu düşünmenin sürdürülebilmesinin inşa edilememesidir.
Liderler zihinsel enerjileri konusunda son derece uygun
davranmaktadırlar. Bir mola vermek istiyorlarsa, televizyon izlemeden ya
da sosyal medyayı gözden kaçırmadan gerçek bir mola veriyorlar. Zihinlerinin
beyin aktivitesini arttıran egzersiz, meditasyon, yoga veya yaratıcı
aktivitelerle mola veriyorlar.
Lider olmak
6 –
Davranışsal Sorular Sor
Genellikle liderlerin harika sorular sorduğu söylenir. Fakat “harika bir
soru” gerçekten ne anlama geliyor? Büyük liderler insanları açabilecek sorular
sorarlar. Bu, Davranışsal Görüşme olarak adlandırılan bir
kavramdır. Davranışsal görüşme soruları, bir adayın kişiliğinin
gerçekliğini, motivasyonlarını ve değerlerini ortaya çıkarmak için
tasarlanmıştır, Böylece hem aday hem de görüşmeci daha üretken bir etkileşime
girer.
Doğru sorular, bir kişinin kişiliğinin kilidini
açabilir ve birinin davranışını bilmenize yardımcı olabilir. Örnek sorular
şu şekilde olabilir:
Eskiden inandığın ama artık inanmadığın bir şey nedir?
Bana işteki en iyi ve en kötü günlerinden bahset.
7 –
BÜYÜK Hedefler Belirle
Hedeflerin seni biraz korkutmalı.Yüksek hedefler koyanlar, beklentileri
düşük meslektaşlarına göre daha memnundur. Büyük hedefler belirlediğimizde
büyük ödüller kazanıyoruz. Kaybedersek bile, farklı şekilde yerine getiren
en iyi denememizi yaptığımızı düşünüyoruz. Bu sebeple bir lider gibi hedef
belirleme bilimini öğrenmemiz gerekmektedir.
8 –
İntikamı Terk Et. Asla Arkana Bakma
İntikam, kendi elimizi incitmeye çalıştığımız kişiden daha fazla yakmaktır.
Başka birine zarar verme arzusuna dayanarak iş veya yaşam
kararları verdiğimizde, yalnızca para kaybeder ya da kendimizi o durum
için daha fazla zora sokarız. İntikamcı düşünceleri engellemenin birkaç yolu
vardır.
Perspektif kazanın: Durumunuzu belli bir perspektif
içinde değerlendirmek üzere daha büyük problemleri düşünün.
Yazınız: Yazmak; Öfke ve kızgınlık hakkında
kişinin duygu durumunu belirten etkileyici bir yazının bu duyguları tamamen
ortadan kaldırdığı, intikam alma arzunuz üzerinde hareket etmeden rahatlama
sağladığını gösterilmiştir.
9 –
Liderlerin Beden Dilini Özümse
Liderler, gruptaki diğer kişilere ve dış dünyaya, kendilerine
güvendiklerine dair çok özel bir dizi sözsüz davranışa sahiptir.Liderlerin
vücut dili hakkındaki bilgiler şunlardır:
Daha az gülümse. Yaygın inanışın aksine gülümsemek
aslında teslimiyetin bir işareti olarak görülmektedir. İtaatkâr insanlar
liderlerden daha fazla gülmeye eğilimli olduklarını ve bu durumun kendi
güçlerini tehdit etmediklerini söylerler. Yapılan araştırmalar birçok liderin
kendilerini dinletebilmek ve doğru odağı sağlamak amacı ile bilerek gülmediklerini
söylemektedir. Aslında gülüyorlar fakat bunu saklamasını iyi bilmektedirler.
Durgunluğu kucakla. Liderler daha az hareket eder
çünkü gözlemcilerdir ve diğerleri onların etrafında hareket eder. Kendine
güven ve gücü işaret etmek istiyorsanız kıpırdama, hızlanma yapmamaya çalışın.
Sözlü olmayan iletişiminizi kontrol altına alın, tıpkı bir projeyi veya görevi
kontrol edebildiğiniz gibi durgun olmaya odaklanın. Durgunluk, daha güçlü ve
kontrol olarak algılanmaktadır.
Güçlü bir el sıkışma kullanın. Liderler
dokunmanın gücünü kullanır. Sadece birisiyle ilk tanıştığı zaman bir el
sıkışmasına katılmakla kalmaz, aynı zamanda her zaman bir el sıkışma ile
anlaşma yaparlar. Kilit nokta, birisinin elini sıktığınızda ve bir ila üç
hareket verdiğinizde, elinizi karşı tarafın hizasında dik tutmaktır.
10 –
İletişim Becerilerine Yatırım Yapın
Hiper internetle çevrili dünyamızda, liderler sınıfının en iyisi
iletişimciler olmak için çalışma saatlerinin yüzde 75 ila 80’ini iletişim
kurmak için harcarlar. Bunu, çeşitli ayarlarda ve sayısız kanalda yapmak
zorundadırlar. Telefondan toplantı odasına, yemek yerken veya asansörde daima
etkili iletişim becerilerini kullanırlar.
11-
Kendinle konuş
Liderler kendileriyle spesifik bir şekilde eğitici öz konuşmalar
yaparlar. Eğitimsel kendi kendine konuşma, zorlu bir faaliyet veya görevi
tamamlamaya çalışırken içimizdeki yorumdur. Örneğin, iş yerinde zor bir raporu
doldururken, kendi kendine konuşma şekliniz, “Tamam, Powerpoint’i açın, bir
başlık resmi bulun, Notları ekleyin, son istatistiklere bir grafik yapın…” gibi
olabilir. Bu tür bir konuşma aslında kişiye yardımcı olur.
Yapılacak ilk amaca ışık olur.
12 –
Müthiş Olacağınıza Karar Verin
Birisini dünyaca ünlü bir müzisyen veya eleştirmenlerin beğenisini kazanan
bir romancı yapan şeyin ne olduğunu hiç merak ettiniz mi? 1997’de,
başarılı bir yazara tam olarak ne katkıda bulunmuştur?
Pratiklik? Genetik? Çevre? Araştırma? Bütün başarılı yazarların
sahip olduğu özellikler aynı mıydı?
Şaşırtıcı bir şekilde değildi. IQ, işitsel duyarlılık, matematik
becerileri, ilham, ya da başarıyı dikte eden ebeveynleri bile değildir. Yazmaya
başlayacaklarında ne kadar yazacaklarını bile bilmeyebilirler.
Bu sorunun cevabı, öğrencinin başarılı olup olmayacağını öngörmesidir.
Başarıların yetenekle ilgisi yoktur. Her şey kişilerin tutumu ile ilgilidir.
Yaptığımız işte iyi olmak için herhangi bir doğal yeteneğe ihtiyacımız
yok. Sadece buna bağlı kalacağımız bir tutuma ihtiyacımız
var. Hedeflerimize bağlı kaldıkça aklımız ve beceri setimiz bizimle
birlikte büyüyecek.
13 –
Açıklamayın, Soru Sorun.
Kafanızda kendinizle yaptığınız konuşmalar
nelerdir? Araştırmacı Albarracín Senay, kendi kendine konuşmanın
ders için ilginç bir bakış açısı olacağını düşündü. Cümle yapısının veya
aklımızın kendimizle konuşmakta kullandığı sözcük türlerinin planlarımızı ve
eylemlerimizi değiştirip değiştirmediğini görmek istedi. Bunu denemeye
katılanlar, kelimeleri değiştirmek zorunda kaldıkları bir dizi anagram üzerinde
çalışarak test etmeye karar verdiler. Katılımcılar bunu yapmadan önce Senay bir
gruba sadece anagram üzerinde çalışıp çalışmayacaklarını düşünmelerini istedi
ve diğer gruba da yakında anagram yapacaklarını düşünmelerini istedi. İlk
grup merak moduna girdi, “Yapacak mıyım?” İkinci grup bir şey yapmaya
hazırlanıyordu- “Yapacağım.”
Sizce hangi grup daha iyi yaptı? Meraklı zihinleri olan grup, ikinci
hedef odaklı gruptan çok daha fazla anagram yaptı! Zihinlerini açık tutan
katılımcılar, kendi istekleriyle yapmaya çalışanlardan daha başarılıydı. Bu
duruma her zaman rastlanmasa da daha iyisini yapmak için içsel bir motivasyon
olabilir. Etkinizi Arttırın.
14 –
Rehberlik Et
Vizyon sahibi şirketleri rakiplerinden ayrı kılan temel özelliklerden biri,
neredeyse her kararı vermelerini sağlayan temel bir ideolojiye sahip olmalarıdır. Değerleriniz
ve yaptığınız şeyi neden yaptığınız; sizi zor zamanlar içinde tutmaya motive
eden ve hayatın en önemli kararlarını verirken düşündüğünüz faktörleri içeren
şeydir. Ne yapacağınızı bilmediğiniz bir durumda olduğunuz zaman, temel
ideolojiniz size rehberlik etmek için oradadır. Sadece ideallerinize en çok
uyan kararı vermeniz gerekir.
Temel bir ideolojiyi nasıl yaratırsınız?
Ahlaki ve etik değerlerinizin bir listesini yapın.
En çok değer verdiğiniz özellikleri ekleyin (yaratıcılık, şefkat,
samimiyet, iş ahlakı vb.)
Olmak istediğiniz kişiyi ve hayatınızla ne yapmak istediğinizi içeren
eyleme dönüştürülebilir bir ifade oluşturmak için bu değerleri ve özellikleri
kullanın.
Mükemmellik konusunda endişelenmeyen liderler temel ideolojininin tamamen kendi
yaşamlarına rehberlik edilebildiği sürece, olmasını istedikleri her şeyin
olabileceğini düşünmektedir.
15
– Cinsiyet Farklılıkları Bilimini Anlayın
Erkekler ve kadınların bilimsel farklılığını, araştırmacılar Annis ve
Nesbitt bir toplantı esnasında cinsiyetin güçlü ve zayıf yönlerinden nasıl
yararlanıldığı konusundaki çalışmalarında, cinsiyet farklılıklarının nörolojik
olduğunu bulmuşlar ve şu şekilde açıklamışlardır. “Erkekler ve kadınlar aslında
farklı düşünmektedir. Kadınlar ve erkekler toplantılarda, molalarda ve görevler
sırasında farklı şekilde işlem yapmaktadır. Kadınların beyninde frontal ön
korteksler erkeklere göre erken geliştir bu nedenle aynı yaştaki erkeklerden
daha az risk alırlar. Öte yandan, erkekler daha büyük bir amigdalaya ön
orta lob’a sahiptir, bu da tehditler için daha fazla işlem gücüne sahip
oldukları anlamına gelir. Bu durum erkeklerin tehditler ve rekabet hakkında
düşünmeye varsayılan olaylarda daha fazla eğilimde olduğunu, kadınların ise
detaylar ve bağlantı kurma konusunda daha fazla işlem gücüne sahip oldukları
anlamına gelmektedir.
Bu nedenle kadınlar karar vermeleri gereken herhangi bir toplantı da
ayrıntıları konuşmalarına yansıtır ve süreyi uzatır. Erkekler ise zamanının
çoğunu mücadele ederek toplantıyı bitirir.”
Liderler başarının mutluluk getirmediğini mutluluğun başarıyı
getirdiğini söyler.
Mutluluk araştırması açıktır: Daha başarılı olmak istiyorsak,
mutluluğa odaklanmalıyız.
Liderler sahip oldukları en iyi anları, ikinci sıraya koyarlar. Birinci
sırada mutluluk vardır ve daha mutlu olurlarsa, etrafındadaki insanların
da daha mutlu olacağını bilirler bu şekilde düşündüklerinde daha iyi bir
iletişimci olarak daha büyük bir etkiye sahip olacaklardır.