Bahar 5er tarafından yazılmış tüm yazılar

YOUPRENEUR

Elimde bir kitap var. Senin için bir sayfayı açıyorum ve karşıma bir markanın perde arkası hikayesi çıkıyor. Markanın adı: Krispy Kreme. Amerikan çöreği olarak bilinen donat ve kahve zinciridir.

Bakalım bize ne diyor. Dinlemek için :

Hazırsanız başlıyorum.

… diyor Chris Ducker Youpreneur adlı kitabının 114.cü sayfasında.

Kitap 2014 yılında yazılmış ama Türkçe olarak ilk baskısı 2019 da yapılmış.

Kişisel markalaşmada geçerli dijital bir iş modelini anlatıyor ve kendi hayatından da başına geldiklerinden örnekler vererek yola çıkmış. Ara ara vaka çalışması örnekleri var.

Her olayın bir internet sitesi olduğu içinde bunları bir kanıt olarak değerlendirebilip onların neler yaptıklarına bir gözlem yapabiliyoruz. Akıcı bir kitap bir çok şeyi otomatik yaptığımız günlerde aslında bize arka tarafta işin planını anlatmış diyebilirim.

Ben Bahar, Baharın kitaplığında Chris Ducker Youpreneur adlı kitabını ele aldım. Umarım kitapseverlerin ilgisini araştırmak için çeker. #tavsiye Hoşcakalın.

MARTI

Martı – Jonathan Livingston

Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı.

Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu. Diye yazar martı adlı kitabın arka kapağında

Martı Richard Bach tarafından 1972 yılında yazılan bir öykü.

“Martıları anlatırken sıradışı bir martı olan Jonathon Livinston’un hikayesini anlatmakta. Bir yandan masal tadında kısa bir öykü okurken diğer yandan da insanlığı eleştiren bir kitap. Resmen okuyucunun yüzüne çarpıyor ders verir bir nitelikte. Bu yönüyle de edebiyat dünyasında yer bulmuş

Biraz kitaptan bahsetmek istiyorum. Geçenlerde bu kitabı internet aracılığı ile tanıştığım bir kitapsevere hediye ettim. Gerçi bir soru sormuştum ilk o cevap vermişti. Ben de hem bir teşekkür hem bir hatıra olarak martı adlı kitabı hediye ettim.  Bu kitabın adını çok duyardım ama okumamıştım. Bana bu kitap 10 sene önce hediye edildi. Bana hediye veren kişiye de hediye edilmiş,

ben de bu kitabı yeniden satın alarak başka birine hediye ettim. Tabi sonradan öğrendiğime göre benim hediye ettiğim kişi tam da kargosu eline ulaşmışken kendine bu kitabı sipariş vermiş. Yani şu an onda iki adet martı adlı kitap var. belki o da döngüyü kırmaz ve hediye eder. Sonuçta bir Jonathan olmak çok önemli.

Martımızın adı Jonathon Livinston, kendini diğer martı arkadaşlarından farklı görür. Onların amacı  karınlarını doyurmaktır. John için ise önemli olan yemek değil uçmaktır. Uçmayı büyük bir tutkuyla seviyordur.

Ailesinin tepkilerini ve söylemlerini buraya taşımayalım. Martımızın burada da kalbi kırılmasın . jonathan  Birkaç deneme yapar özgürce uçmaya karar verir. Şöyle bir sözü var kitapta. Martımız konuşuyor,  “Yaşamak için ne kadar çok neden var. Cehaletimizi kırabiliriz, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!” diye düşünüyordur. Fakat olaylar beklediği gibi ilerlemez başına çok iş gelir.

3 bölümden oluşan kitabın ikinci bölümü, Jonathan’ın farklı bir gezegendeki hayatını anlatıyor. Orada arkadaş edinen martımız jonathan, 3. Bölümde ise geri evine dönüyor ve hikaye başlıyor… düşünsenize bir martı iken koca bir martı sürüsünden ve Jonathan’dan bahsediyorum.

Martı kitabı, konusu nedeni ile okunması için en fazla tavsiye edilen kitapların başında gelir. Bahar’ın kitaplığı’nda yeri pek bir güzeldir. Umarım okumamış olanlar en kısa zamanda edinirler veya ellerine bir hediye aracılığı ile geçer. Okuyarak kalın.

DÖRT ANLAŞMA

Söz büyüdür, insan, sözü kullanma yetisine sahip bir büyücüdür. Bazen sözlerimizin nereye gittiğini bilmeden konuşur dururuz.

Ben dumanlı aynayım aramızdaki dumandan ötürü birbirimizi tanımıyoruz. Syf:21 #tavsiye

Şimdi size Ayşegül Özkavukçudan aldığım hediye kitabımdan bir bölüm okuyacağım. Dinlemek için:

Bu okuduğum satırlar toltek bilgelik kitabı 4 anlaşmanın birinci bölümünden bir kesit. Yazarı Don Miguel Ruiz.

  1. anlaşma  kullandığın sözcükleri özenle seç diye başlıyor.

Kitabın  Içinde böyle önceden duymadığım ve bir kaç terim ve yer adları var. Kitap sonrası araştırma yapmak isteyenlere de güzel açık kapı bıraktığını söyleyebilirim.

Çoğu kişiden duymuştum. Böyle ele alınıp bir slukta okunabilecek bir kişisel gelişim kitabı gib değil. Evet akıcı ve düşündürücü hatta uygulamaya geçildiğinde dönüştürücü gücü yüksek bir kitap olduğunu kanıtlar nitelikte.

Kitaplığımda oldukça fazla sayıda kitabım var ve kitaplarımdan ufak notlarla bahsedeceğim. Toltek Bahar’ın Kitaplığı’nda yerini aldı. Bir sonraki kitabımda görüşmek üzere…

MOTİVASYON TEMELLİ PAZARLAMA

İşimiz pazarlama ise düşüncemiz insanlarda satın alma isteği yaratmanın yollarını bulmak. Bunu size Bahar’ın kitaplığından bir kitap ile çok kısa anlatmaya çalışacağım.

Kitabımızın adı “Motivasyon Temelli Pazarlama” Mediacat yayınlarından çıkmış bir kitap. Robert Imbriale #tavsiye

Motivasyon temelli pazarlama müşterilerin duygularından yola çıkarak gerçekleştirilen bir pazarlama yöntemidir.

Korku, Aşk, Bedava ürünler, Pazarlıklar, Çok Harcamadan Para Kazanma gibi başlıkları duygusal teknikler üzerinden açıklıyor.

5 ayrı alan ile ilgili (satış mektubu, internet sitesi, görsel ve basılı reklamcılık, radyo ve televizyon ile ilgili stratejiler var. Kitabın sonunda önemli pazarlama kaynakları belirtilmiş. Kullanıldığında işe yarar diyelim.

Bu kaynakları kullanma sırası şimdi siz de! Baharın kitaplığından şimdilik hoşca kalın.

LİDERLERİN KİTAPLIĞI

Merhaba, Ben Bahar, Baharın kitaplığına hoş geldiniz.

Liderlerin kitaplığı adlı kitaptan haberin var mı? Hadi gelin sizinle mutlu bir haberimi paylaşayım.

Sola unitas yayınları, sosyal medya üzerinden bir kitap kampanyası düzenledi.  Bunun için katılımcılardan sola unitas üzerinden aldıkları, okudukları bir kitabı 200-300 kelime ile yazmalarını istedi. Çünkü bir sürprizleri vardı.

Ben yazıp gönderdim. Yazımı web sitesinin blog bölümünde https://kitap.solaunitas.com/girisimlerinizin-basarisiz-olma-ihtimali-sizce-nedir başlığı ile yayınladılar. Üstüne bir de kendi istediğim olan hediye bir kitap kazandım.

Adı Liderlerin Kitaplığı. 8 bölümden oluşan kitap 49 liderin ayrı ayrı biyografisine, değerli kitap özetlerine ve liderlik hedeflerine ulaşmak için okudukları bu kitapları nasıl analiz ettikleri hakkında geniş bilgiler sunuyor.

Sonlara doğru, yazma yayınlama, kendimize ait bir kitaplık oluşturabilme kültürü, okuma ve yönetme gibi bölümler ile de bizi yönlendiriyor.

İyi bir liderlik için çok etkin bir yol haritası artık elimizde.

Ben  kendi kitaplığımdan seçtiğim farklı bir kitabı neden seçtiğimi ve onu nasıl kullandığım ile ilgili notlarımı paylaşacağım. Size belli bir gün vermiyorum. Ben araştırıp notlarımı alırken, sizin akışınıza düştüğünde bu tamamen sürpriz olsun. Yazılı bilgi notlarımı sesli kitaplık oluşturmak için de kullanacağım. Hepsi sosyal medya hesaplarımda kayıtlı olacaktır.

Baharın kitaplığında kilit yoktur.

Görüşmek üzere…

Edebiyat Dünyasında Kişisel Markalaşma

Kişisel markalaşmanın edebiyat dünyasına yansımaları hakkında bir yazı.

Sevgili Aylin edebiyat dünyasında yazar-çizerler ile ilgili kişisel markalaşma ile ilgili nasıl yol alındığını sormuştu. Onun üzerine bu yazı sizinle buluşuyor.

Kişisel markalaşmanın ana noktaları ile başlayalım.

1990’ların sonlarından itibaren, kişisel markalaşma kavramı ortaya çıkmış ve kişilerin de marka olabileceği fikri gelişmiştir. Genel olarak literatürde kişisel markalama kavramının ilk kez 1997 yılında Tom Peters’ın “Sizi Arayan Marka” başlıklı makalesinde ortaya atıldığı bilinir. Türkçe alanyazında kişisel marka konusunda yazılmış ilk kitap, Sebahattin Eker’e aittir. Provasız hayatta kişisel marka olmak (2007). Kişisel markalaşma, bir kişinin niteliklerini ve yeteneklerini simgesel ve ekonomik sermayeye dönüştürmesi olarak tanımlanabilir. 2000’li yıllardan itibaren, pazarlama uzmanları ürün kavramının kişileri de kapsayacak şekilde genişlediğini öne sürer.

“1990’lerden sonra Türkiye’de edebiyat, piyasa baskılarından etkilenmeye başlamış, yazarlar artık sadece eserlerinin edebi değeri ile değil, isimlerinin marka değeri ile de değerlendirilmeye başlamıştır. Bu sayede yazarlar, romanları aracılığıyla hedef kitlelerine deneyimler yaşatarak ve pazarlama faaliyetlerinden yararlanmış ve isimlerini markalaştırabilme şansı elde etmişlerdir. Gazete reklamları, röportajlar, TV programları ve kitap afişleri pazarlama iletişimi –tutundurma çalışmalarından sayılır. Bu trendin başlamasına Ahmet Ümit ve Ayşe Kulin, Elif Şafak, Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli gibi yazarlar örnek olarak gösterilmektedir.

Edebiyat alanında da bir pazar ortamı mevcuttur: Üretici (yazar), alıcı (okuyucu)’dur ve rakipler bulunmaktadır. Bu ortamda farklılaşmak, tanınmak ve kazanç sağlamak için ürün (kitap) temelli değer yaratmak ve bunu hedef kitleye (okuyuculara) sunmak gerekmektedir (Canbay,2015)”.

Günümüz kitap piyasasını kazanç güdüsü yönlendirmektedir. *Mistik Pazarlama çalışması, edebiyat ve pazarlama arasındaki ilişkiyi vurgulamakta, Elif Şafak’ın eserlerindeki mistik öğeleri örnek göstermektedir (Demir Otay vd., 2011: 98-100).

*Aşağıda kitabın biçimsel özelliğine yeniden değinilmiştir.

Pazarlama karması olarak adlandırdığımız geleneksel 4P’den (Ürün, Fiyat, Tutundurma, Dağıtım) 9P’ye kadar genişleme göstermiştir.

Bu 4’ü ile birlikte;

Hedef Kitle (People), Fiziksel Bilinirlik (Physical Evidence),Yöntem (Process), Ambalaj, Paketleme (Packaging),Halkla İlişkiler (Public Relations) ile bir edebiyat ürünü birlikte değerlendirilmeye başlanmıştır.

Bu bağlamda tüm karma edebiyat alanında pazarlama ve markalaşma stratejileri açısından şu noktalarda önem kazanır:

Ürün-Eser, Üretici Yazardır.

Bir pazarda kitle kültürü üzerinden hedefler oluşturulduğu için sanat ve edebiyat ürünleri artık tüketilmek ve satılmak üzere hazırlanan metalar haline gelmiştir. Bu dönüşüm, yazarların ve eserlerinin “ürün” veya “nesne” olarak pazarlanmasına yol açmıştır. Örneğin, roman yazarlarının reklam panolarında görüntülenmesi ve romanların değişim değeri yüklenerek metalaştırılması, bu durumun somut göstergeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Billboardlar ya da kitapçılarda ilk karşımıza çıkan çok satan kitaplar rafı örnek gösterilebilir.

Dağıtımı yayınevleri yapar:  

Yayınevlerinin pazarlama sürecindeki önemli rolü, dağıtım kanallarının etkinliğinin satış başarısına etkisi ve hatta yayınevlerinin “yıldız” yazarlar yaratmadaki rolü önemli bir işlevi anlatır. Harry Potter etkisinin de bir yazar kadar yayınevi bağlantılı olduğunu unutmamak gerekir ki. Yazar çoğu yayınevinden red cevabı almış sonrasında kendisine inanan bir yayınevince pazara çıkmayı başarabilmiştir.

Fiyat:

Edebiyat ürünlerinin ticari kazanca dönüştürülmesi ve yazarların ekonomik kaygılarla üretim hızını artırması, modern edebiyat dünyasının ekonomik gerçeklerini yansıtmaktadır. Bu bağlamda, yazarlar eserlerini sadece sanatsal kaygılarla değil, aynı zamanda ekonomik getirileri düşünerek de üretmektedir. Örneğin, Balzac’ın artan masraflarına paralel olarak roman yazma hızını artırması veya bazı yazarların daha fazla kazanmak için eserlerini uzatması, bu ekonomik kaygıların somut örnekleridir. Bu durum, edebiyatın da pazar dinamikleri içinde var olduğunu ve yazarların bu dinamiklere uyum sağladığını göstermektedir (Canbay,2015).

Kitap Tasarımı

Kitap tasarımı, modern edebiyat pazarlamasında önemli bir iletişim aracı haline gelmiştir. Okuyucuyla iletişim kurmanın bir yolu olarak kullanılmaktadır. Bu yaklaşım, kitabın içeriği kadar dış görünüşünün de önemli olduğunu vurgulamaktadır. Pazarlama karmasında Ambalajlama (packaging) bu kısma girer.

Elif Şafak’ın “Aşk” romanı, bu durumun somut bir örneğidir. Romanda her bölümün “B” harfi ile başlaması, mistik bir pazarlama ve bilinçli bir tasarım tercihidir. Yazar, bu biçimsel farklılığı tasavvuftaki özel anlamıyla ilişkilendirerek, kitap tasarımını anlatımın bir parçası haline getirmiştir.

Hedef Kitle (Okuyucu), bu maddeler üzerinden tercihini sıklıkla yapmaktadır. İnternet ve yeni iletişim teknolojileri, okuyuculara daha fazla güç vermiştir. Okurlar artık çevrimiçi platformlarda kitapları eleştirebilmekte, paylaşabilmekte ve önerilerde bulunabilmektedir. Bu etkileşim, çok satanlar listesini etkileyebilmekte ve okuyucuların tercihlerini daha görünür kılmaktadır.

Bu yaklaşım, kitap pazarlamasında “seçici” okur kitlesi oluşturmayı amaçlamaktadır.

Tüm bunlarla birlikte bir kitabın pazarlama iletişimini ele aldığımızda

  • Kitap fuarları, paneller, imza günleri gibi etkinlikler
  • İlişki pazarlaması, ağızdan ağza pazarlama ve online pazarlama stratejileri
  • Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” kitap ve müze birlikteliği örneği verilebilir. Romanda bahsedilen nesnelerin sergilendiği bir müze açılmış, kitabın son sayfasında müze bileti yer almıştır. Bu uygulama, romanı okuyanları müzeye, müzeyi ziyaret edenleri de kitabı almaya teşvik ederek pazarlama ve edebiyatı iç içe geçirmiştir.

Kitap fuarları, paneller ve imza günleri gibi etkinlikler, yazarlar ile okuyucular arasında doğrudan iletişim kurulmasını sağlayan önemli pazarlama araçlarıdır. Bu etkinlikler, yazarların kişisel markalarını güçlendirmelerine, okuyucularla bağ kurmalarına ve kitaplarının tanıtımını yapmalarına olanak tanır.

Ayrıca İlişki pazarlaması, ağızdan ağza pazarlama ve online pazarlama stratejileri, edebiyat alanında giderek daha fazla kullanılmaktadır:

   – İlişki pazarlaması: Yazarların okuyucularıyla uzun vadeli ilişkiler kurmasını hedefler.

   – Ağızdan ağıza pazarlama: Okuyucuların kitaplar hakkındaki olumlu deneyimlerini başkalarıyla paylaşmasını teşvik eder.

   – Online pazarlama: Sosyal medya, bloglar ve diğer dijital platformlar aracılığıyla yazarların ve kitapların tanıtımını yapar.

Bu stratejiler, yazarların ve kitapların daha geniş kitlelere ulaşmasını, okuyucularla etkileşimi artırmasını ve edebiyat ürünlerinin daha etkili bir şekilde pazarlanmasını sağlar.

Bunun dışında,

Yazarlar Arası İlişkiler:  Yazarların birbirlerini tanıtma ve destekleme örnekleri, Uluslararası yazarların birbirlerini tanıtması (Louis Aragon ‘un Cengiz Aytmatov’un kitabı Cemile için Dünyanın en güzel aşk romanı ifadesini kulllanması örneği)

Kitle iletişim araçlarının yazarların markalaşmasındaki rolü: Dergilerin yazarları tanıtma ve meşhur etmedeki etkisi de pazarlama ile birlikte edebiyat alanında markalaşmanın adımlarını oluşturmaktadır.

Okunan Kaynakçalar:

  1. Aral, Tuğba, (2019), 1980 Sonrası Türk Edebiyatında Polisiye Romanın Toplumsal Gelişimi: Ahmet Ümit Ve Osman Aysu Romanları, Sosyoloji Anabilim Dalı,Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi
  2. Aytaç, aslıhan, (2013), Zülfü Livaneli’nin Romanlarında Yapı Ve İzlek, Türk Dili Ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Soysal Bilimler Enstitüsü, Fırat Üniversitesi
  3. Canbay, Belma (2015), İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi- Sayı 40, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, Ankara
  4. Demir Otay, Filiz (2011), Mistik Pazarlama-Efsaneler, Batıl İnançlar ve Spiritüelliğin Pazarlama İletişimindeki Rolü (Derleme),  Mediacat, İstanbul
  5. Dönmez, İbrahim Hakan 2010.8(1), “Orhan Pamuk Romanlarında Hedef Kitle Kaygısı”, Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi, Ankara
  6. Tek, Ömer Baybars (1990), Pazarlama ilkeler ve Uygulamalar, İzmir
  7. Tekin, Mehmet (2010), Yeni Türk Edebiyatı Araaştırmaları y:2 s.4 (Tuhaf bir tezli roman: AŞK)
  8. Tosun, Nurhan Babür (2010), İletişim Temelli Marka Yönetimi, Beta Basım A.Ş, İstanbul
  9. Yaman, Fikret (2012), “Toplumda Kişisel Marka Olmak: Türkiye’nin Kişisel Markaları”, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi

Müşterilerinizin Kalbini Kazanacak 5 Sadakat Stratejisi

Başarılı bir işletmenin kalbinde sadık müşteriler yatar. Yeni müşteriler kazanmak elbette önemlidir, ancak mevcut müşterilerinizle olan ilişkinizi geliştirmek ve onları markanıza bağlı hale getirmek çok daha karlı ve kolaydır.

Bu blog yazısında, müşteri sadakatini nasıl artırabileceğinize dair 5 basit strateji paylaşacağım. Bu stratejileri uygulayarak, müşterilerinizle daha güçlü bir bağ kurabilir, tekrarlayan satışları teşvik edebilir ve markanızı savunan bir topluluk oluşturabilirsiniz.

1. Çevrimiçi Bir Topluluk Oluşturun:

Müşterilerinizin birbirleriyle ve markanızla etkileşime girebileceği bir platform oluşturmak, sadakati artırmanın harika bir yoludur. Bu platform, web sitenizin bir uzantısı veya Facebook gibi bir platformda barındırılan özel bir grup olabilir.

Topluluğunuzda haberler, güncellemeler, özel indirimler ve tartışmalar sunarak, müşterilerinizin markanızla daha fazla bağlantı kurmasını sağlayabilirsiniz.

2. Mükemmel Ürün veya Hizmet Sunun:

En iyi pazarlama stratejileri bile, kalitesiz bir ürün veya hizmet karşısında işe yaramaz. Müşterilerinizin tekrar tekrar size gelmesini istiyorsanız, onlara en iyisini sunmanız gerekir.

Ürünlerinizin veya hizmetlerinizin en yüksek kalitede olduğundan emin olun ve müşteri geri bildirimlerine kulak verin.

3. Müşteri Hizmetlerinizi Mükemmel Hale Getirin:

Satış sonrası müşteri hizmeti, müşteri sadakati oluşturmada kritik önem taşır. Müşterilerinizin sorunlarını hızlı ve etkili bir şekilde çözmek için her zaman hazır olduğunuzdan emin olun.

7/24 destek, canlı sohbet, sosyal medya ve telefon desteği gibi çeşitli müşteri hizmetleri kanalları sunun.

4. Sosyal Medyada Gerçek ve Şeffaf Olun:

Müşteriler, samimi ve gerçek olan markalara güvenir. Sosyal medyayı, markanızın insani yönünü göstermek ve müşterilerinizle doğrudan etkileşim kurmak için kullanın.

Canlı yayınlar, soru-cevap oturumları ve arkadaş canlısı paylaşımlar yoluyla takipçilerinizle bağ kurun.

5. Müşteri Sadakat Programı Başlatın:

Müşterilerinizin sadakatini ödüllendirmek, onları tekrar tekrar satın almaya teşvik etmenin harika bir yoludur. Puan biriktirme, özel indirimler ve erken erişim gibi avantajlar sunan bir sadakat programı oluşturun.

Müşteri sadakati oluşturmak zaman ve çaba gerektirir. Ancak, bu 5 basit stratejiyi uygulayarak, müşterilerinizle daha güçlü ilişkiler kurabilir ve işletmenizin başarısını uzun vadede güvence altına alabilirsiniz.

PHOTO BY: ZİNRELO… ÇOK GÜZEL DEĞİL Mİ 🙂

Marka Bağlılığının Gizemli Dünyası

Marka sadakati… Duydunuz mu? Son zamanlarda çok konuşulan bir konu. Bazıları bunun bir efsane olduğunu, bazılar ise hala mümkün olduğunu söylüyor. Peki gerçek nedir?

Marka Sadakati Öldü mü?

Bazı araştırmalar, milenyum kuşağının fiyat ve kaliteye daha fazla önem verdiğini ve bu nedenle marka sadakatinin eskisi kadar önemli olmadığını gösteriyor.

Ancak diğer araştırmalar, tüketicilerin hala markalara sadık olduğunu ve tekrar tekrar aynı markaları tercih ettiğini gösteriyor.

Bazıları, marka sadakatinin öldüğünü söylüyor. Gençler fiyat odaklıymış, her şeyi anında karşılaştırıyormuş ve markalara bağlılık duymuyormuş. Acaba doğrusu bu mu?

Hayır! Araştırmalar, marka sadakatinin hala çok önemli olduğunu gösteriyor. Tüketicilerin çoğu aynı markaları tercih ediyor ve hatta bazıları rakiplerden daha iyi ürünler sunulsa bile sevdikleri markalara sadık kalıyor.

Peki, bu sadık müşterileri nasıl elde edebiliriz?

Gerçek hangisi?

Cevap: Her ikisi de!

Marka sadakati hala önemli, ancak eskisi kadar basit değil. Günümüzde tüketiciler, sadık kalacakları bir markadan daha fazlasını istiyor.

Peki, markalar bu gizemli marka sadakatini nasıl kazanabilir?

Marka Bağlılığının 5 Psikolojik Anahtarı:

1. Yenilik:

Tüketicilerin ilgisini çekmek için yeni ve farklı bir şeyler sunmanız gerekiyor. Rakiplerinizden sıyrılın ve unutulmaz bir deneyim yaşatın.

2. Olumlu Deneyimler:

Müşterilerinize iyi hissettiren deneyimler sunun. Onları mutlu edin ve markanızla güçlü bir bağ kurmalarını sağlayın.

3. Topluluk Oluşturma:

Müşterilerinizin birbirleriyle etkileşime girebileceği bir platform oluşturun. Bir aidiyet duygusu yaratarak sadakati artırın.

4. Kimlik:

Markanızın kişisel bir kimliği olsun. Müşterilerin kendilerini markanızla özdeşleştirebilmeleri için bir hikaye anlatın.

5. Ödüllendirme:

Sadık müşterilerinizi ödüllendirin. Onlara özel indirimler, erken erişim ve diğer avantajlar sunarak onları mutlu edin.

Sonuç:

Marka sadakati, zor bir iş olabilir. Ama imkansız değil. Bu 5 anahtarı kullanarak siz de güçlü ve sadık bir müşteri kitlesi oluşturabilirsiniz.

10 Marka Yönetimi İlkesi

Markalar, modern dünyada hayati önem taşıyan karmaşık yapılardır. Tüketicilerle anlamlı bir şekilde bağlantı kurmak, sadakat oluşturmak ve rekabette öne çıkmak için, markaların bu 10 ilkeyi benimsemesi gerekir:

1. Markalar Yaşayan Sistemlerdir: Markalar statik varlıklar değil, sürekli gelişen ve uyum sağlayan canlı sistemlerdir. Pazar trendlerini takip etmek, yeniliklere açık olmak ve değişime ayak uydurmak gerekir.

2. Markalar Sürdürülebilir Getiri Sağlar: Güçlü markalar, tüketicilerle güven ve sadakat inşa ederek uzun vadeli karlılık sağlar. Bu, tutarlı kalite, şeffaflık ve müşteri odaklı bir yaklaşım gerektirir.

3. Markalar Uyum Sağlayarak Uyum Sağlar: Markalar, yeni fikirlere ve trendlere karşı direnmek yerine, onlara uyum sağlayarak ve onları kendi yararlarına kullanarak başarılı olur. Bu, esneklik, çeviklik ve açık fikirlilik gerektirir.

4. Markalar Takip Etmez, Liderlik Eder: Güçlü markalar, pazarda takipçi olmak yerine, yenilikçi ve öncü bir rol üstlenirler. Bu, cesaret, vizyon ve özgünlük gerektirir.

5. Anlamak, Kopyalamaktan Daha İyidir: Markalar, rakiplerini kopyalamak yerine, kendi benzersiz değerlerini ve kimliklerini geliştirmeye odaklanmalıdır. Bu, derin içgörü, otantiklik ve farklılaşma gerektirir.

6. Sadece Sıfırların Köşesi Yoktur: Markalar, sıradan olmaktan kaçınmalı ve pürüzlü kenarları ve özgün kişilikleriyle öne çıkmalıdır. Bu, cesaret, tutku ve unutulmazlık gerektirir.

7. Markalar Yönetilmemeli, Yönetilmelidir: Markalar, kısa vadeli çıkarlara göre yönetilmek yerine, uzun vadeli vizyon ve tutarlılıkla yönetilmelidir. Bu, liderlik, bağlılık ve kararlılık gerektirir.

8. Marka Yönetimi Sadece Bir İletişim Görevidir – Tüm Şirketi Etkiler: Marka yönetimi, pazarlama departmanıyla sınırlı değildir, tüm şirketin kültürüne ve operasyonlarına entegre edilmelidir. Bu, tutarlılık, uyum ve çalışan katılımı gerektirir.

9. Markalar Duygularla Bağlanır: Tüketicilerle mantıksal argümanlardan çok duygular aracılığıyla bağlantı kurmak gerekir. Bu, hikaye anlatımı, tutku ve samimiyet gerektirir.

Bu 9 ilkeyi benimseyerek markalar, rekabette öne çıkabilir, sadık bir müşteri tabanı oluşturabilir ve sürdürülebilir bir başarı elde edebilir.

10-Çekicilik şöhreti yener.

Değiştirilebilir ürünlerin bulunduğu doymuş pazarlarda marka bilinirliği bir sonraki seviye için sadece bir gerekliliktir: çekicilik. İnsan bilmediği şeyi arzulayamaz. Bir markanın orta ve uzun vadeli başarısının anahtarı, insanları cezbetme ve elde tutma yeteneğidir. Dijitalleşme burada yardımcı olur, çünkü dijital olarak yönetilen markalar, müşterilerine rakiplerinden daha yakın olmaları ile karakterize edilir.

Ancak çekicilik nereden geliyor?

  • Güçlü bir hikaye anlatımıyla: Markanızın arkasındaki hikayeyi, tutkuyu ve vizyonu müşterilerinizle paylaşın. Duygusal bir bağ kurun ve onlarla anlamlı bir şekilde etkileşime girin.
  • Tutarlı bir marka kimliğiyle: Tüm iletişim kanallarınızda tutarlı bir ses ve görsel kimlik kullanın. Bu, markanızın tanınmasını ve hatırlanmasını kolaylaştırır.
  • Mükemmel müşteri deneyimiyle: Müşterilerinizin her temas noktasında olağanüstü bir deneyim sunun. Onları özel ve değerli hissettirin.
  • Yenilik ve değişime açıklıkla: Trendleri takip edin ve pazardaki değişimlere ayak uydurun. Müşterilerinizin taleplerini karşılamak için sürekli yenilik yapın.
  • Sosyal sorumlulukla: Topluma olumlu bir katkıda bulunun ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalın. Bu, markanıza anlamlı bir amaç kazandırır.

Çekicilik, bir gecede kazanılan bir şey değildir. Zaman, çaba ve yatırım gerektirir. Ancak, uzun vadede, bu yatırım geri ödenecektir. Çekici bir marka, sadık müşteriler, güçlü bir itibar ve sürdürülebilir bir başarı elde edecektir.

Unutmayın: Markanız sadece bir logo veya bir ürün değildir. Bu, müşterilerinizle kurduğunuz duygusal bağdır. Çekici bir marka inşa ederek, bu bağı güçlendirebilir ve şirketinizin uzun vadeli başarısını sağlayabilirsiniz.

Sonuç olarak:

Marka yönetimi karmaşık ve sürekli bir süreçtir. Başarılı olmak için, markanızı yaşayan bir sistem olarak görmeniz ve onu sürekli olarak geliştirmeniz gerekir. Basit kurallara ve tutarlı bir stratejiye bağlı kalarak, çekici bir marka inşa edebilir ve pazarda kalıcı bir etki yaratabilirsiniz.

KOALA’DAN MARKA

Çok uyuyan bir koaladan marka olur mu? Koala’lar günde ortalama olarak 20 saat uyur ve kalan 4 saatte yaklaşık 100 kere esnermiş.

Koala bir Avustralya hayvanı ve bize çok uzak ama bakın neler var. Uyku üzerinden eşleştirilerek markalar zihinlere kazınmış.

Sevimli Koala’lar bizde olsaydı nasıl pazarlardık?

Marka kimin ilgisini çekecek, uykuya düşkün insanlar mı, rahatlama ve dinlenme arayanlar mı, yoksa koalaları sevenler mi sorularına cevap aramamız gerekir. Hedef kitlenin net bir şekilde tanımlanması ve markanın onlarla nasıl bağlantı kurabileceğinin belirlenmesi önemlidir.

Diğerlerinden nasıl sıyrılacak? Farklı bir isim, logo veya pazarlama mesajı mı olacak? Markanın, onu rakiplerinden ayıran ve hedef kitlenin ilgisini çeken net bir değeri olmalıdır.

İnsanların zihninde kalacak kadar akılda kalıcı mı? Koala sevimli ve ikonik bir hayvan olsa da, markanın onu diğer koala temalı ürünlerden veya hizmetlerden ayıran benzersiz bir özelliği olmalıdır.

Asıl tema uyku olunca da burada biraz kafalar karışıyor.

Çok uyuyan bir koala olumsuz algı verebilir. Uyku, tembellik ve hareketsizlik ile ilişkilendirildiğinde bu durum, özellikle enerji ve dinamizm gerektiren ürünler veya hizmetler sunan bir marka için dezavantaj oluşturur.

Koalaların uykuya olan düşkünlüğü geniş bir hedef kitleye hitabı zorlaştırabilir. Uyku ile birlikte ilgi çekici hale getirecek özgün bir kimlik oluşturmamız gerekir.

Bunun içinde olumlu çağrışımlar yaparak markalar bunun üstesinden gelmiş. Uyku genellikle rahatlama, dinlenme ve huzurla ilişkilendirilir. Marka, stresi azaltmaya veya daha iyi bir uyku çekmeye yardımcı olan ürün veya hizmetler sunar. Benzersiz bir hikaye, hoş, eğlenceli bir görsel, maskot, müzik, mizahi bir yaklaşım bunların hepsi olumsuz algıyı yeniden çerçevelemek için kullanılabilir.

Koalalar, Avustralya’nın ikonik hayvanıdır ve habitat kaybı gibi tehditlerle karşı karşıyadır.

Markalar burada da yaratıcı bir yaklaşımla, çok uyuyan bir koala bile olsa buradan güçlü ve unutulmaz bir marka kimliği oluşturabilmeyi başarmışlar.

Hatta birçok markanın koalaların korunması ile ilgili taahhütleri var.

  • Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk ile markalar koala koruma kuruluşlarına bağış yapıyor. Yaşadıkları habitatları korumaya yardımcı oluyorlar.

Markalar:

  • Koala Mattress: Rahat ve destekleyici yataklar üreten bir şirket.
  • The Koala Foundation: Koalaların korunmasına adanmış bir kar amacı gütmeyen kuruluş.
  • Sleepy Koala: Doğal uyku ürünlerine odaklanan bir Avustralya markası.

Sonuç olarak, çok uyuyan bir koaladan yola çıkılarak sunulan ürünler etik ve sürdürülebilir bir şekilde pazarlanırsa güçlü bir marka oluşturulur.

  • Uyku ürünleri satan bir şirket, maskotu olarak çok uyuyan bir koala kullanabilir ve ürünlerinin rahat bir uyku sağlayacağını vurgulayabilir.
  • Meditasyon uygulaması sunan bir şirket, koalanın sakin ve huzurlu doğasını kullanarak stres atma ve rahatlamaya yardımcı olacağını belirtebilir.
  • Çocuk kitapları yazan bir yazar, uykuya dalmakta zorlanan çocuklar için sevimli bir koala karakteri yaratabilir.