Kategori arşivi: Kitap

ETKİLEME VE İKNA

Bahar’ın kitaplığından merhaba. Bu bölüm Harvard Business duygusal zeka serisinin sekizinci kitabı etkileme ve ikna ile birlikteyiz. Bu bölüm notlarıma hemen başlıyorum.

  • Etkileme ve ikna  iş dünyası yöneticilerinde ve liderlikte çok önemlidir
  • Güven oluşturmak, başkalarını etkileme becerisinin temelini oluşturur. Bunu yetkinlik ve karakter özelliği ile yapar.

Yetkinlik: ekibin yaptığı her konuda her şeyi bilmek değil, sağlam kararlar alacak kadar işten anlamak ve yeterli bilgiye sahip olmadığında soru soracak cesareti gösterebilme yetkinliğine sahip olmaktır.

Karakter: karar ve eylemleri bireysel çıkarların ötesinde değerlere dayandırmak ve gerçekten önemsemek

Gelsin sorumuz. Karşı tarafı cezbedecek ve motive edecek, net, ön görülü ve ilham verici bir mesaj iletme becerisi nasıl sağlanır?

  • Karizmanın temeli duygulara dayanır. Aristonun logos,ethos ve pathos simyasında yarattığı bir etkidir. Başkalarını etkilemek için ölçülü bir hitabet, Kişisel ve ahlaki bir güven, Karşı tarafın duygularını harekete geçirici bir mesaj
  • Hitabet sanatının 9’u sözeldir. Metafor, hikaye, tezatlık, retorik sorular, üç maddeli listeler, grubun duygu yansıtımı, ahlaki ifadeler, yüksek hedefler ve bu hedeflere ulaşılabileceğine dair görüşleri aktarabilme. 3’ü ise sözel olmayan taktiklerdir. Hareketli bir ses tonu, yüz ifadeleri, jestler
  • Bunun dışında liderler bir aciliyet duygusu yaratma, geçmişi hatırlatma, tekrarlar kullanma, özveriden bahsetme ve mizahı kullanma da karizmatik özelliklere sahiptir.

Karizmatik konuşmacı bağlantı kurdurur, karşılaştırır ve tezatlık oluşturur.

Metafor ile anlatır. Hikaye ve anektodlarla ilgi çekici hale getirir tezatlık ile mantığı ve tutkuyu bir araya getirir.

Karizmatik konuşmacı kişileri olaya dahil edip öze inmek istediğinde retorik sorular sorar, böylece dinleyiciyi konuşmaya teşvik eder. 3 madde ile anlatır. Çünkü insanlar bütünsel olarak ele alınan bir  konuyu maddeler üzerinden hatırlar.

Dürüstlük ve otorite kullanımını sağlarken konuşmacı duyguları yansıtan ahlaki ifadelerle güven sağlar. Sizinle kendini özdeşleştirir. Ve bunu yüksek hedefler koyarak yapar.

Ayrıca burası önemli!

Beklentilerin çok güzel olduğu bir hikaye dinlemek istemeyiz arada beklenti ve gerçeklik arasındaki mücadeleyi tüm berbatlığı ile görmek isteriz. Pozitif bir tablo inandırıcı değildir fakat mübalağa veya manipülasyon sevilmez şüphe ile yaklaştırılır. Kusursuz olmadığınızı bilmeliler. Karanlığı kucaklayın.

Şimdi gelelim kitabımızdan bir bölüme. Hemen açıyorum sayfamızı sayfa 114.

Baharın kitaplığında bu bölümümüz sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşca kalın.

AVUÇLARIMDA BABAMIN ELLERİ

Baharın kitaplığından merhaba, normalde bu bölüm duygusal zeka serimizin son 4 dört kitabı ile devam edecektim ancak bu kitabı tam da bunun ortasına eklemek istiyorum.  Kitabın adı. Avuçlarımda babamın elleri…

Bu başlık kulağa nasıl geliyor hadi bir resmetmeye çalışalım. Kitabın kapağında Melda hn ile rahmetli babası mahmut bey var. Kitabın üst dokusu nostaljik. Arda kapakta izmir saat kulesi var. Kitapların kendine has bir kokusu vardır ya! ben hafif bir gül kokusu hissettim. Kokulu kağıt mı kullanıldı, bir parfümün yanında mı uzun süre kaldı bilmiyorum ama okurken o kokuyu hissetmek güzel geldi.  Kitap, bana yazarımız Melda taptık’ın hediyesi. Kitabı ilk elime aldığımda beni, bana yazdığı güzel bir söz karşıladı. Kitabı bitirdiğimde fark ettim ki, Tıpkı babasının elleri kendi avucunda olduğu gibi ben de melda ellerini avucumda hissetmişim.

Kitap hüzünle başlıyor.  Önce çok ağlayacağımı hissettim. Sonra öyle bir an geldi ki kitap yerini mücadeleye bıraktı. Hayatın anlam arayışı, yılmazlık, empati, ev halkına liderlik, koordinasyon, ekip yönetimi, farkındalık için alınan eğitimler, bir şeyi yeri ve zamanı geldiğinde bırakabilme, akışta olma, sürekli yeniden bir hayat kurabilme azmi ve bunu başarma içgüdüsü… içimizden biri. Kadın-erkek ilişkilerine bakış açıları, nesilden nesile yetiştirilme tarzı ve bunların tam göbeğinde bir hastane yöneticiliği. Tam bir hayat dersi. kitabı okuyup bitirdiğinizde Melda hn. Destek olan o kadar kişi aslında el birliği ile kitabı okuyanla da büyük bir bağ kuruyor. İş birliği ve iletişimin ne denli güçlü olabildiğine şahit oluyoruz.

Belki bu kitabın adı ve kapağı başka olmuş olsaydı. Aynı hayat öyküsünü iş dünyası adı altında fazlasıyla konuşurduk. Normalde kitap okurken yanıma kalem alırım. Bu sefer almamıştım. Altını çizebileceğim, araştırabileceğim bir yer olur mu diye okurken gözlerim bir yanda hep kelimeleri tarafı.

Buldum. Hiç bilmediğim farkındalık bilgileri, bizim hayatımız için de hiç bilmediğimiz tıp terimleri, hatta Mersin de bir dönem yaşamış ve çok ünlü olan bir doktor. Okumaya ara verip doktor cem kınacıyı araştırmaya başlamıştım. Mersin de yaşadığım yerde kitabın anlattığı dönemde özel bir hastane de görev yapan Nükleer tıp doktorundan bahsediyor. Dr. cem kınacı.  Satırlar şöyle ilerliyor: “Yaptığı araştırmalar sonucu yıllardır aldığı eğitimlerin katkısı ile aşılardaki ağır metallerin çocukların vücudundan atılamadığını tespit etmiş. Aynı zamanda dünyadaki dan protokolündeki ilk Türk doktormuş”.  Gurur duydunuz siz de değil mi!

Bilmeyenler için bilgi olarak not düşeyim. Dan protokolü. Dünyada geçerli Otizmin tedavisine yönelik tedavi protokollerinin en ünlüsüymüş ve bu araştırırken şunu öğrendim. 27 ünlü otistik ve bilim adamı varmış. İnternet dünyası en ünlü olarak 27 kişi seçmiş.

Kitap 3 kere bir döngüden bahsediyor. Bu döngü bir nesne aslında. Hepimizin evinde, çeyizinde yer küçük ya da büyük yer alıyor. Onu her gördüğümde aklıma bu kitap gelecek.

Şimdi gelelim en güzel yere. Kitaptan bir bölüm okuma ve veda zamanı. Sürpriz bölümümüzün başlığı hayatınızdaki çöpleri temizleyin:

Peki ya sizin şarkınız? … Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.

Çorum Ticaret ve Sanayi Odası ve Çorum TSO Kadın Girişimciler Kurulu’nun davetleriyle ADIM ADIM MARKA YARATMAYI konuşacağız:

-Yeni bir iş kurarken üretim mi yoksa marka mı önce gelmelidir?

-12 adımda markalaşma reçetesi,

-Marka adı geliştirmek neden ilk adım olmamalıdır?

-Marka, krizde can simidi olabilir mi?

-Satışla reklam neden birbirlerini kıskanırlar?

-Reklam yapmadan da marka yaratmak mümkün mü?

-Marka olmak pahalı veya meşhur olmak mıdır?

MARKALAŞAN KADINLAR

Baharın kitaplığından merhaba bu bölüm Duygusal Zeka ve Liderlik kapsamındaki kitaplara ara veriyor ve Markalaşan Kadınlar diyoruz.

Catherine Kaputa bu kitabı 2009 da yazmış , 2009’dan bu yana çoğu unsurun daha çok içine girdik. Teknoloji ile ilerledik, dijital çağ yoğunluğunu arttırdı. Hayatımıza sayamadığımız kadar sosyal medya mecraları girdi ve kitaptaki bilgiler bulunduğumuz tarihte bire bir bizi bize anlatarak güncelliğini korumaya devam ediyor.

Kitap 10 bölüm ben 5.bölümden itibaren ikinci yarıyı çok beğendim. Birinci bölümde eril ve dişil yanların üzerinde çok durmuş. Ve sanırım ben kendi açımdan erkek ve kadın kavramları arasında bir karşılaştırma üzerinden gidilmesini durağan karşıladım. Önce kitap ilerlemiyormuş gibi geldi sonra bingo 5. bölümde meğerse kitap sizi kendinize ısındırıyormuş. Tabi bu kitap biz kadınlar için yazılmış olsa da erkek gözü ile de okunabilir. Nerede nasıl davranıyoruz buna farklı bir bakış açısı sunuyor.

Kitabın en özgün yönü soru işaretleri ile sizi düşündürtmesi. Ve iç görü elde edebilmenize olanak vermesi. Kendimizi marka olarak düşünme, konuşmanız, giyiminizi, tavırlarınızı ağınızı, markanıza uygun hale getirme vurgusu uygulandığında çok güçlü olacaktır. Okuyucuyu da buna teşvik edici pek çok yöntemi başından geçen olaylarla, danışanlarının anlattıkları ile aktarmaya çalışmış.

Şimdi gelelim benim yorumumdan sonraki en zevkli bölüme.

Kitaptan sürpriz bir bölüm açıyorum ve size bir hikaye okumaya başlıyorum.

ÇATIŞMA VE İLETİŞİM

Baharın kitaplığından merhaba, bu bölümde Duygusal Zeka serisinin Çatışma ve İletişim adlı kitabı ile ilgili notlarıma yer verdim.

Kitap hemen bir soru ile başlıyor SICAK ÇATIŞMA MI SOĞUK ÇATIŞMA MI YAŞIYORSUN?

Bu şu anlamı geliyor.

Eğer yüksek sesle, bağırarak, tahrik edici bir dille konuşuyorsan sıcak, bir olay karşısında içe kapalı duruyorsan, kontrollü isen soğuk çatışma içinde olduğunu unutmamalısın

Çatışma sıcak ise ne yapmalı?

Kişileri çember şeklinde oturtun ve 3’er dakika düşüncelerini söylemelerini isteyin. Buna temsilciler meclisi adı verilir. Zorlu görevlerde saygı ve güven içinde herkes söz almalıdır.

Çatışma soğuk ise ne yapmalı?

Müzakere veya diyalog yöntemi tercih edin. Grup içinde değil birebir olmasına gayret edin.

Her iki çatışmada insana değil probleme odaklanın

3 temel stres içeren konuşma türü vardır.

Sana kötü bir haberim var!

Bu tür konuşmada konuşan kişi streslidir. Ve dinleyen büyük kaygı taşır. Gerçekten durumun ciddi olduğu bir husus da en büyük güçlük doğru giriş yapabilmektir. Konuşma iyi başlarsa iyi gitme olasılığı yüksektir. Kötü bir giriş konuşmanın kalan kısmını tehlikeye atar.

Burada neler oluyor dediğimizde,

Sıklıkla stresli konuşma yapmak zorunda kaldığımızda dile getiririz.

İmalı konuşmak stresi arttırır. Ve savunmaya geçmeye zorlar karşı tarafı bocalattırır.

Bana saldırıyorsun!

Kişinin ayağını kaydırmak, psikolojisini bozmak, onu aşağılamaktır. Buradaki hassas nokta bireysel hassasiyetlerdir. Her sözcük konuşanı da olumsuz etkiler ve alta çeker.

Stresli bir sohbet nasıl gerçekleştirilir? …Diye bir not almışım.

Açık ve net olmak, ılımlılık ve nötr ifade konuşmanın yapıcı yönünü ortaya çıkarır.

Açıklık ise konuşmayı dolandırmadan söylememiz gerekir.

Tonu konuşmanın sözel olmayan parçasıdır tüm bedene yansır. Bunu dengelemek gerekir (ses, yüz ifadesi, beden)

Ilımlı ifadeler kullanımı

 Amaç sohbetin tartışmaya değil ilerlemesine ve karşı tarafın bizi dinlemesini sağlamaya yönelik olmalıdır.

STRESLİ BİR SOHBETİ NASIL YÖNETİRİZ? İşte burada kitaptan bir sayfa açıyor. Ve karşıma gelen bilgileri paylaşıyorum.

İletişim ile niyet arasındaki ince çizgiyi bilin. Niyetlere çok güvenmeyin. Sözlerimi yanlış anlama diye söze başladığınızda karşı tarafın gerileceğini ve altından kötü bişey çıkacağını hissettirdiğinizi hatırlayın. Yoksa bile o konuşma artık o şekilde algılanacaktır. Burada niyet değil ağızdan çıkan söz önemlidir.

İnsanlarla değil taktiklerle mücadele edin.

Bir taktiği etkisiz hale getirmenin en iyi yolu, ifşa etmektir. Açığa çıkan taktiği kullanmak güçleşir. Kişi bunu kullanıp saldırıya geçmez

Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın

RESILIENCE

Baharın kitaplığından merhaba. Harvard Business duygusal zeka kitap serisinin 6. kitabı Duygusal Dayanıklılık – Resilience (resilyins) ile birlikteyim.

İnsanların hayatta kalmasını, yaşadıkları zorlukları atlatıp yol devam etmesini sağlayan nitelikler vardır. Kitap bu niteliklerin üzerinde durarak duygusal dayanıklılığımızı arttırıcı bir rol oynuyor.  

Duygusal dayanıklılık becerisi iki yolla elde edilir.

1- kendimizle konuşmak

2- beynimizi sil baştan eğitmek

Massachusetts üniv. Tıp fakültesi biyokimya uzmanı Jon Kabat King yoğun baskı altında çalışan ceo’ları gözlemler ve onlarla bir çalışma yapar.

8 hafta boyunca ofiste mindfullness egzersizi yapan kişilerde duygusal dayanıklılık beynin sağ yarım küresini değil stresli zamanlarda sol yarımküresini hedef alınarak meditasyonun o bölgeye yoğunlaştığı gözlemlenmiş. Buna dikkat arttırıcı metod adı verilmiş. Bir önceki bölümde mindfullness adlı notlarımı paylaşmıştım. Onunla ilgili sırası geldiğinde yine farklı kitaplardan notlarımı paylaşacağım.

Varlığını sürdüren şirketlerin para kazanmalarından başka çok büyük değerleri vardır. Buna yüce amaçlar denir. Strateji değişebilir ama değerler değişmez ilkesi hakim olmalıdır.

Şimdi sizin için kitaptan bir sayfa açıyorum.  Bakalım bizi nasıl bir hikaye bekliyor.

Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.

MINDFULNESS

Baharın kitaplığından merhaba. Harvard business duygusal zeka kitap serimizde bu bölüm duygusal farkındalığımızı arttırma – Mindfulness var işte o kitaptan benim aldığım notlarım:

Kitap Mindless için iki şeyin bir arada olması gerekir diyor;

  • İş yapmanın en iyi yolunu bulmuş olmak
  • Hiçbir şeyin değişmemesi

Olan bitenin farkında olmalı daha sonrada hedefe nasıl ulaşılması gerektiğini insanlara anlatmalısınız. Yani bunun birden fazla yolunun olduğunu bilmeliler. Bu hedef sizin aklınızdaki yol ile aynı olmayabilir fakat farklı bir pencereden baktığınızda her şeyi farklı ve geniş bir vizyonla görürsünüz.

Kitaptaki 7. bölümü sizler için seslendirdim.

Baharın kitaplığı burada sona erdi bir sonraki bölüm görüşmek üzere hoşça kalın.

EMPATİ

Baharın kitaplığından merhaba, Harvard Business 11 cep kitabının 4. sü olan “empati” evimdeki kitaplıktan sonra dijital kitaplığımda da artık yer alıyor. Almanya Beyin Bilimler Enstitüsünde Nöro bilim direktörü Tania Singer der ki; başkalarının duygularını anlamak için önce kendi duygularınızı anlamalısınız.

Duygusal empati de iki şart vardır.

  • Karşıdakinin duygusunun sizdeki aksi
  • Kişinin yüzü, sesi ve diğer duygusal işaretleri

Kitapta Empati Troykası adlı bir bölüm var. Şöyle diyor, Dinleyelim.

Baharın kitaplığından bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşca kalın.

ÖZ FARKINDALIK

Baharın kitaplığından merhaba,
Harvard Business 11 cep kitabının üçüncüsü olan öz farkındalık dijital kitaplığımda sizlerle. Kitaplarımı okurken maalesef öyle koltukta uzanır şekilde okuyamıyorum. Onu bırakalı çok oldu. Renkli kalemler kitap ajandası araştırma için açık bir bilgisayar benim için bir kahve fincandan beni daha çok mutlu ediyor.  Aa pardon yanlış dedim. Bir kahve fincan değil bir fincan kahve olacak. Bir kahvenin 40 yıl hatırı var derler ancak kahve yerine çay tercih edenlerdenim. Çay tadında öz farkındalık notlarıma başlıyorum.


Öz farkındalık duygusal zekanın ilk unsuru. Bunun farkındalığında olan kişi zamanı dikkatli şekilde planlar. Kişinin hedef ve değer bilinci yükselir, nereye gitmek istediğini bilir. Hedeflerine uzun vadede uymayan işleri geri çevirebilir. peki insan bu öz farkındalığı
kendinde nasıl keşfeder?



Kitap profesyonel tutkuları belirleyebilmemiz için bize sorular soruyor. En mükemmel haliniz adında bir bölüm var. oradaki düşünme alışkanlığı ile ilgili ifade
farklı bir bakış açısı sunuyor.



Diyorki …



       
Ardından gelen zihinsel modelleme tekniği
sorularından da kendimizle ilgili bir çok bilginin ortaya çıkacağı kesin 1 yıllık ömrün kalsa nasıl geçirirdin?

       
Dilediğin kadar paran olsa hangi mesleği
seçerdin?


       
Torunlarına hangi mesleki başarılarını anlatmak
isterdin?


       
Kendinize kariyer seçimi konusunda tavsiye
verecek olsan ne söylerdin?


Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın



 



 



 



DUYGUSAL ZEKA VE LİDERLİK

Baharın kitaplığından merhaba, Harvard Business 11 cep kitabında bu bölüm duygusal zeka ve liderlik yer alıyor.

Kitapta bir soru var. büyük liderlerle soradan liderleri birbirinden ayıran nedir?

Bu sorunun cevabı şu şekilde açıklanmış

Kitap duygusal zeka ve liderliği birleştirmiş ve 6 adet liderlik tarzını detayları ile açıklamış. Dayatıcı, güven verici, yakınlık sağlayıcı, demokratik, sürükleyici, yönlendirici tarz.

Bu tarzlar üzerinden başa döner ve bize der ki; kendimizi Ve İlişkilerimizi Etkin Bir Şekilde Yönetme Yeteneği Olan
Duygusal Zeka
4 Temel Yetiden Oluşur. Öz bilinç, Öz Yönetim, Sosyal  Bilinç, Sosyal Beceri.

Kitabın sonunda çerçeve içine alınan özet fikri ise çok çarpıcı:

Baharın kitaplığının bu bölümde sonuna geldik. Bir sonraki bölümde buluşmak üzere hoşca kalın.

ODAKLANMA

Baharın kitaplığından merhaba bu bölüm Harvard Business Yayınları Duygusal Zeka serisinin 11 minik kitabından ilki “Odaklanma” kitaplığıma konuk oldu.

Duygusal Zekâ Serisi, 130-170 sayfa arası pratik bilgiler sunuyor. Diğer detaylandırılmış büyük kitapları ve el kitabı serilerinden farklı.  iş yaşamının insani yanı üzerine bir okuma seçkisi sunuyor. Hem keyifli ve hem de pratik olan bu kitaplar, profesyonellere ustalaşmak için kritik olan sosyal becerilerin neler olduğunu anlatıyor.

Bu serinin ilki  en azından benim için öyle ben odaklanma ile başlamıştım.

Size kendi aldığım notlarımı okuyacağım.

Lider kendine odaklanmazsa dümensiz, başkalarına odaklanmazsa bilgisiz kalır. Dışarıya odaklanmazsa yaşanacaklara hazırlıksız yakalanır öyle ki Amerika da TRAFİK IŞIKLARI İLE BİLİŞSEL KONTROL BECERİLERİNİ GÜÇLENDİRME egzersizi yapılırmış odağı güçlendirmek için

Kırmızı: Dur sakinleş, harekete geçmeden düşün

Sarı: yavaşla, çeşitli olasılıklar ve çözümleri üzerine düşün

Yeşil: Planını uygula bak bakalım işe yarıyor mu?

Bu egzersiz sırasında dikkatini nefes alışverişine ver. En az her gün 10 dk. Yapmaya gayret göster.

Hayatta kalmak için negatif şeylere, ilerlemek ve yükselmek için pozitif olgulara ihtiyacımız vardır.

Baharın kitaplığı bir sonraki bölümde yine Seriden bir kitap ile devam edecek. Beklerim.

Bu bölümü bitirmeden önce şu soruyu kendinize sormanızı istiyorum. Hayatımda her şey 4*4lük olsa 10 sene sonra ne yapıyor olurdum?