MARKALAR VE RUH HALLERİ

Ruh halimiz, iletişim kurma şeklimizi önemli ölçüde etkileyebilir. Hem kendimizi ifade etme hem de başkalarını dinleme ve anlama yeteneğimiz değişkendir.

Mutluluk, neşe ve heyecan gibi olumlu duygular, daha açık, akıcı ve coşkulu iletişim ile başkalarıyla bağlantı kurmamızı ve fikirlerimizi paylaşmamızı kolaylaştırırken üzüntü, öfke ve kaygı gibi olumsuz duygular, iletişimimizi olumsuz etkileyerek kendimizi ifade etmemizi zorlaştırır. Başkalarının sözlerini yanlış yorumlamamıza neden olabilir ve iletişimi daha zor hale getirebilir.

Ani ve aşırı ruh hali değişimleri, iletişimde tutarsızlığa ve öngörülemezliğe yol açar. Bu durum, hem kendimiz hem de çevremizdekiler için kafa karıştırıcı ve zorlayıcı olabilir.

  • Kendi duygularımızın farkında olmak, iletişimimizdeki potansiyel önyargıları ve engelleri belirlememize yardımcı olur.
  • Duygularımızı yönetmeyi öğrenmek, zorlayıcı durumlarda bile sakin ve saygılı kalmamızı sağlar.
  • Kendi duygularımızı anlamak, başkalarının duygularını daha iyi anlamamıza ve empati kurmamıza yardım eder.
  • Duygularımız hakkında açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmak, yanlış anlamaları ve çatışmaları önlemeye aracı olur.
  • Kendimizi bunalmış veya duygusal olarak aşırı yüklenmiş hissediyorsak, iletişime biraz ara vermek faydalı olabilir.

Markalar bile reklamları üzerinden ruh hali ve iletişimin nasıl kullanıldığına dar dikkat çekerek bizi etkiler.

Birkaç reklam incelemesi ile duygularımızı hatırlayalım.

1. Mutluluk: Coca-Cola “Mutluluk Paylaş” (2023) Coca Cola daima arkadaşlarla ve aileyle keyifli vakit geçirmenin mutluluğu ve bu mutluluğu paylaşmanın önemini vurgular. Reklamdaki insanlar gülümser, kahkahalar atar ve birbirleriyle keyifli bir şekilde sohbet eder. Bu izleyicinin mutluluk duygusuyla özdeşleşmesine yardımcı olur.

2. Üzüntü: Dove “Gerçek Güzellik” (2004 Üzüntü nerede var diye baktığımızda aslında reklam, farklı yaşlardan ve etnik kökenlerden kadınların kendi vücutlarıyla ilgili deneyimlerini ve güvensizliklerini paylaştığı yerde başlıyor. Reklam, üzüntü (burada daha çok kırılganlık duygusuna) hitap ederek izleyiciyi duygusal bir bağ kurmaya teşvik ediyor. Biliyoruz ki; Dove, bu reklamda gerçek güzelliğin standartlara uymaktan öte, kendine güven ve özgüven olduğunu mesajını veriyor ve bize üzülme kalıpları yık mesajını hissettiriyor

3. Öfke: Nike “Colin Kaepernick” (2018) Bu reklamı hatırladınız mı? Colin Kaepernick’in milli marşa saygısızlık ettiği için NFL’den ihraç edilmesini konu almıştı. Reklam, ırkçılık ve adaletsizlik gibi hassas konulara değinerek, izleyicinin öfke ve tepki duygularını uyandırmayı amaçlıyor. Nike, bu reklamda sosyal sorumluluk bilincini ve haksızlığa karşı duruşu öfke üzerinden savunuyor.

4. Kaygı: Headspace “Biraz Boşluk” (2021) Reklam sanırım bir Netflix’de bir belgesel üzerine çekilmiş bir reklam idi. Modern yaşamın stresli ve kaotik doğasını anlatarak meditasyonun bu stresi yönetmeye yardımcı olabileceğini vurguluyor. Reklamda sakinleştirici müzikler ve görseller, izleyiciyi rahatlatmayı ve kaygı duygularını azaltmayı amaçlıyor. Headspace, bu reklamda meditasyonun zihinsel ve duygusal refah için faydalı bir araç olduğunu savunuyor.

5.Stres ve Endişe:  Head & Shoulders – kepek ve kaşıntının zihinsel strese ve endişeye yol açabileceğini ve bu durumun da iletişimi olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor. Reklamda, Head & Shoulders şampuanı kullanan insanların kepekle mücadele ederek daha rahat ve özgüvenli hissettiklerini ve bu durumun da iletişimlerini daha olumlu hale getirdiğini her daim izliyoruz.

Reklamdaki görseller, müzikler ve mesajlar, ruh halinin iletişimdeki rolünü ve bunun markalar tarafından nasıl kullanıldığını anlamamıza yardımcı oluyor. Ortak olarak reklamların hepsi duygusal bağ kurma, özgünlük, mesaj netliği, etkileyici görsel ve ses’e odaklı işler üzerinden bize ulaşmaktadır.

Ruh hali, iletişim için güçlü bir aracı. Belki de sadece ufacık bir “Nasılsın?” sorusu bunun için değerli.

Bugün nasılsın?

Yorum bırakın