Kategori arşivi: Kitap

KARAKTERİ DEĞİŞTİRMEK

Baharın kitaplığından merhaba, cevaplanması zor bir soru ile başlayalım mı;

Bugün uyanığımızda nefes mi alıyordunuz nefes mı veriyorsunuz ? Hangisi biliyor musun?

Daniel Goleman ve Richard Davinson’un birlikte yazdığı karakteri değiştirmek adlı kitap, bilim ışığında bize meditasyonun zihnimizde, beynimizde ve bedenimizde var ettiği kalıcı değişikliklerin olabileceğini anlatıyor.

1970li yıllarda Harvard üniv. Psikoloji okuyan ve yıllardır iki iyi arkadaşın on yıllar boyu meditasyon yapması ve bunu psikoloji bilimi ile desteklemesini anlattığı bir kitap var elimde Harvard camiası içinde o yıllarda bir doğu rahatlaması sayılan meditasyonu bir safsata olarak gören batılı psikologlar meditasyonun beyin değişikliği yapıp yapmadığı konusunda kanıt arar. Yıllarca sabah saat 6 da kalkan bu ikili başından geçenleri, aile hayatlarını, yazdıkları makaleler, fokus araştırma grupları, katılmış oldukları konferanslar eşliğinde meditasyonun hayatımıza kattıklarını bilimsel yolla açıklıyor. Hatta çok çok uzun yıllar sonra büyük ikna mücadelesine girerek Tibetli bir yoginin beyin dalgalarını egk ile çekme şansını yakalıyorlar. Ve bilime çok değerli tezlerini bırakıyorlar.  Çok emek verilmiş bir kitap. Yoğun  dili kolay değil. Mindfulness tarzı bir kitapta değil duygusal zeka odaklı bir iş kitabı da değil.  Kitapta şöyle notların altını çizmişim.

Kitap 14 bölüm ilk üç bölümü kendi arayış motivasyonlarını ve araştırma için bilimsel önsezilerini açıklıyor. 4 den 12ye kadar olan bölüm tamamen bilimsel bir yolculuk. Burada dikkat ve şevkat meditasyonlarına ayrı ayrı başlıklar açılmış ve detaylar sunulmuş. 13 ve 14 . son bölüm ise zirve.  Geleceğin ne getirebileceği zihnin meditasyonlar ile nasıl büyüdüğü ve karakteri değiştirdiği yollar tespit edilmiş.

Meditasyon ile ilgili Şu derin sözün üzerine biraz düşünelim mi?

Tüm ömrümüzü varlıklarından habersiz geçirebiliriz. Fakat bir kez, gerekli uyaranı uyguladığınızda bir dokunuşla tük eksiksizlikleriyle tam karşınıza çıkarlar.

Yogilere göre önemli olan şey yol boyunca yaşanan uçuşlar değildir. Kime dönüştüğünüzdür.

Sonra kelimesini hiç bu açıdan düşünmemiştim. Dinleyin ne diyor:

Sonra. meditasyon pratiği yaptıktan çok sonrada devam eden bir süreç kalıbıdır ve meditasyon kaynaklı değişmelere bir göndermedir. “öncedir” kelimesi meditasyona başlamadan önce olduğumuz başlangıç halimizdir.

Süresince kelimesi ise meditasyon yaparken neler olduğu , yani meditasyon yapmayı sonlandırdığımızda geçen , durumumuzdaki geçici değişmelerdir.

Diğer bir değişle meditasyonun tekrarlı uygulanması kalıcı kişilik özellikleriyle sonuçlanır ve bu daima sonradır.

Bu arkadaşlar yunan felsefi ekollerini de araştırmış ve şöyle bir sonuca varmışlar.  Bu güzel cümlenin de altını çizmişim. Zenoncular için mutluluğun kilit noktası: mutluluğumuzu saptayan şeyin yaşamın olaylarının kendisi değil onlar hakkındaki duygularımızı görmek olduğudur. Sakinliği yaşamımızda neyi kontrol edebileceğimizle neyi kontrol edemeyeceğimizi ayırt ederek buluruz..  bu da zihnin eğitilmesinden başlar.

…Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.

HAYAT KISA MÜKEMMELLEŞTİRMEYE BAK

Baharın kitaplığından merhaba, Dale Carnegie bu kitabında bize diyor ki hayat kısa mükemmelleştirmeye bak.  Kitabı elinize aldığınızda arka kapağının son cümlesi şöyle bitiyor. Şimdi harekete geçme zamanı okuyun, öğrenin, uygulayın.

Kitap tamda ihtiyacımız olan cümleyle giriş yapıyor. Yaşadığımız olaylar kolay değil ve geçicide değil ancak zorlukların da üstesinden gelmeliyiz ki önce kendimizi iyileştirelim sonra çevremize faydalı olalım. Dinleyin ne diyor;  Haydi uyanın ve yaşamaya başlayın. Mutsuz olmaya korku ve endişeyle kendinizi tüketmeye sağlığınızın bozulmasına reddedilmiş ve değersiz hissetmeye mahkum değilsiniz. İçinizde yaşamınızı zenginleştirme gücü var. Zorlukların üstesinden gelme ve mutluluk uyum sağlık ve refaha ulaşma gücü de zaten siz de mevcut.

Biz markacıların çok sık kullandığı iki kavram vardır misyon ve vizyon. Kitapta Peter Senge bunu şöyle özetler.

Misyon var oluş nedenimizdir. Vizyon ise yaratmaya çalıştığımız geleceğin bir resmi veya görüntüsüdür diyor.  Vizyon hayatımıza anlam katmamıza yardımcı olur.

Burada 4 temel adım sıralar:

Amaç, misyon ve vizyonun tanımlanması

Süreç boyunca belirli ölçülebilir hedefler belirlemek

Hedefleri güçlendiren alışkanlıklar

Alışkanlıkları oluşturan ve sürekliliğini sağlayıcı faaliyetler.

Hayattan ne istiyorum sorusunu nasıl cevaplandırsınız bir düşünelim. Bir vizyonunuz var ve onu derli toplu bir hale getirmek istiyorsunuz kitap bununla ilgili 9 adım vermiş. Diyor ki kendine zaman ayır ve bunlar hakkında düşün yaz. Bakalım bunlar nedir.

Kapaışı yaparken …size Dale Carnegie ilkelerini okumak istiyorum.

Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.

HİZMETKAR LİDERLİK

Baharın kitaplığından merhaba, bu bölümün adı: hizmetkar liderlik adlı bir kitap. Bu zor günlerde yanımızda bize destek olan stkların aslında birer hizmetkar liderler olduğu da aşikar. Okuyunca öyle hissettim. Siz de dinlerken kendi hizmetkar liderinizi düşünebilirsiniz. Kitap lider ve hizmetkar liderlik arasındaki farkları ortaya koyuyor.  Tanımın altını çizmişim diyor ki; bildiğimiz anlamdaki liderler etki yaratır ve takipçileri harekete geçer. Hizmetkar liderlik yaklaşımında temelinde yatan güç eşsiz bir motivasyondur. Bu motivasyon ekip ve organizasyon seviyesinde değil toplumsal hatta insanlığın tamamını kapsayacak şekilde sürdürülebilecek kazanımlarla hayatı güzelleştirir.

Çok boyutludur. Sadece davranışsal özellikleri yoktur. Psikolojik açıdan özüne ve takipçilerine karşı duygu durumu, iletişim ve yönetişim açısından toplum ile ilişkileri ve sosyal değerleri bütünüyle ele alır. Şeffaflığı tasvir eder.  Bu kavramın babası sayılan Greenleaf bu liderlik şeklini şöyle tarif etmiş.  Hizmetkar lider ilk önce hizmet eder bu içten gelen doğal bir duygu olarak başlar sonra liderlik etme becerisi beliriri bu bilinçli bir seçimdir.

Lider ve hizmetkar lider arasındaki ayrım şu ki; lider takipçilerini anlar. Onların en önemli ihtiyaçlarına doğru şekilde nasıl hizmet edebileceğini belirlerken hizmetkar lider takipçilerini dinler, istek ve ihtiyaçları hakkında bilgi edinir dahası üzüntülerini ve hayal kırıklıklarını paylaşmaya isteklidir.

Yalnız burada hizmetkar lider hizmet odaklı çalışan insan olarak görülmemelidir. Bu hizmet şekil rutin ya da gelişi güzel şekilde yapılan işlerin hizmet çatısı altında gerçekleştirilmesi demek değildir. Başkalarına ortak yarar sağlamak vardır. Her zamana insanı odağa koyar ve topluluk yani ekip içinde cümleleri biz diye kuruludur.

Hizmetkar liderler hükmetmezler ikna üzerine cümleleri kuruludur.

Güven, değer ve önem üzerine ilişkilerini yaparlar

 Motivasyon ile kendilerini güçlü tutan ekip kendilerini diğerlerinin duyguları ile bağlantıda tutuyor ve bu bağlamda kalmayı alışkanlık haline getirebiliyor. Ve en önemlisi sürdürülebilirliktir. Burada hizmetkar lider sorumlu yöneticilik kavramını da üstlendiği için yeni bir çevresel gelecek yaratımının sorumluluğunu uzun vadede dönüşümsel etik değerler içinde hissediyor.

Somut hizmetkar liderliğin özellikleri;

Dinlemek, empati, iyileştirme, farkındalık, ikna, kavramlaştırma, öngörü, sorumlu yönetici, insanları geliştirme topluluğu, topluluk kurma.

Hadi gelin sürpriz bir sayfa açayım size. O bölümdeki yazılara kulak verelim bakalım bize ne söylüyor.

Baharın kitaplığı bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.

HBR-EKİPLER

Baharın kitaplığından merhaba, bir önceki yayında kitap notlarım yoktu. Sürdürülebilir gönüllülük ve deprem duygulanımı adını verdiğim aklımdan geçen kişisel notlarımı paylaşmıştım. Bu hafta sıraya koyduğum kitaplığımda Harvard business yayınlarından ekipler adlı kitapım var. iş dünyasnda birlikte neler yapabiliriz, grup çatışmalarına, ekipler kurmaktan tutun, ekiplerin neden başarısız olduğu ekip disiplini, işbirilkçi ekipler oluşturmak,grupların duygusal zekası,çok kültürlü ekip yönetimi ve maalesef ekipler ne zaman karar alamazlar gibi farklı başlıklar altında bilgiler var.

Bu hafta kafamı toplayıp kitap okurken fark ettim ki kitap aslında büyük şirketlerin kendi çatısı altındaki departmanları, ufak kendi çalıpnda oluşturduğu gönüllülük çalışmalarından ziyade ben tüm bu bilgileri şu an ki yaşadığımız deprem sürecinde desteğe gelen ekipler sürecinden okumuşum. Bulunduğum psikolojik durumun getirisi olsa gerek. Şöyle başlıyorum.

Bir ekip nasıl kurulur: sayfa 41.

İlerlemeyi düşündüğümüzde genelde uzun vadeli bir hedefi başarmanın veya çığır açan büyük bir şey deneyimlemenin ne kadar iyi hissettirdiğini hayal ederiz. Bu büyük kazançlar harikadır ama görece daha nadirdir. İyi haber şu ki küçük kazançlar iç çalışma hayatımızı muazzam ölçüde yükseltebilir. Performansı motive etmenin en önemli anahtarı anlamlı çalışmadaki ilerlemeyi desteklemektir.

Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde ve iyileşen bir psikoloji ile hoşca kalın

SÜRDÜRÜLEBİLİR GÖNÜLLÜLÜK VE DEPREM DUYGULANIMI

Baharın kitaplığından merhaba, hiç birimizin tahmin edemeyeceği kadar kötü bir hafta geçirdik.  Ve geçirmeye devam ediyoruz. Ülkemizin deprem gerçeğini bile bile hayat devam ediyordu ve ona  sırtımızı dönmüştük. Soğuk yüzünü maalesef acı bir şekilde bize hatırlattı. 98 adana Ceyhan depremine kuaförde yakalanmıştım. Yerdeki karoların yerinden çıkıp oturduğunu gözlerimle gördüm. 99 gölcük depreminde ise çok acı bir tablo daha fazlasıyla gözlerimizin önündeydi.  Şimdi yeniden yanı başımızda. Hiç gitmedim ben dedi. Hep buradaydım. …

Bu yayında bir amacım yok sadece biraz kendimi rahatlatmak ve işime adapte olabilmeyi kendimde bulmak.  bu beni motive ediyor.

Tarihteki depremleri bir çok kişi araştırmıştır. Ben dünya tarihindeki en şiddetli depremi okudum. Şöyle diyor. Şili’de 22 Mayıs 1960’ta meydana geldi. Yaklaşık 1000 kilometrelik bir alanda hissedilen 9.5 büyüklüğündeki deprem sonucunda 1655 kişi hayatını kaybetti, 3 bin kişi yaralandı, 2 milyon kişi evsiz kaldı.

Sonra bi yazı karşıma çıktı. Öyle olunca kaynaklardan araştırmaya başladım. Türkiye coğrafyasında en çok ölüme sebep olan deprem. Wikipedia şu paragrafla başlıyor.

Yıl. 115 Antakya depremi, 13 Aralık 115 tarihinde Antakya‘da meydana gelen ve yüzey dalgası büyüklüğü 7.5 günümüz ölçümleri ile mercalli şiddet ölçeğinde tahmini ise (Ekstrem) yoğunlukta meydana gelen deprem,  Antakya ve çevresinde yaklaşık 260.000 kişinin ölümüne ve çok ciddi maddi hasara neden oldu.  günümüzde Türkiye coğrafyası sınırları içerisinde en çok can kaybına sebep olan deprem olarak kayıtlara geçti.

Peki ya ard arda gelen Maraş depremi… nasıl kayıtlara geçireceğiz onca canı sayı ile…

Sürdürülebilir gönüllülük kavramının ne kadar gerekli olduğu bir kez daha yüzümüze çarptı. Bunun için bize çokca motivasyon ve kendimizle bağ kurmamız gerekli. Şu an bir çoğumuz ben dahil sosyal izolasyona tabi şekilde yaşıyoruz.

Önce kendimizle sonra desteğini üzerinden çekmeyeceğimiz insanımızla yaramızı hep birlikte onarmalıyız

Sürdürülebilir gönüllülük için yapabileceğiniz bazı adımlar şunlar olabilir:

  1. Kendinizi tanıyın: Öncelikle, ne tür gönüllülük yapmak istediğinizi ve hangi konulara ilgi duyduğunuzu belirlemelisiniz. Bu, seçtiğiniz gönüllülük faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini artırmak sizin için önemlidir.
  2. Uygun bir organizasyon bulun: Gönüllü olabileceğiniz birçok organizasyon bulunmaktadır. Ayrıca, organizasyonun amaçlarına, misyonuna ve değerlerine uygun olduğunuzdan emin olun.
  3. Planlama yapın: Gönüllülük yapmadan önce planlama yapmak sürdürülebilirliği artırmak için önemlidir. Kendi zamanınızı ve kaynaklarınızı belirleyin ve organizasyonun planlarına uygun olarak gönüllülük faaliyetlerinizi düzenleyin. Haftada birkaç saat veya ayda birkaç gün gibi belirli bir program yapın ve bu programı sürdürün.
  4. Uygun bir eğitim alın: Gönüllülük yapmadan önce, sürdürülebilirlik hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu konuda eğitim almak, sürdürülebilirliğe katkıda bulunmanıza yardımcı olacaktır.
  5. İşbirliği yapın: Gönüllülük faaliyetleri için işbirliği yapmak, sürdürülebilirliği artırmanın etkili bir yoludur. Organizasyonun diğer üyeleri ve gönüllüleri ile iletişim kurun ve birlikte çalışın.
  6. Değerlendirme yapın: Gönüllülük faaliyetlerinizin sürdürülebilirliğini artırmak için değerlendirme yapın. Faaliyetlerinize katılan kişilerin geri bildirimlerine kulak verin ve gönüllülük faaliyetlerinizi geliştirmek için yenilikçi fikirler bulun.
  7. Kendi yaşam tarzınızda sürdürülebilirliği benimseyin
  8. Başkalarını teşvik edin: . Aileniz, arkadaşlarınız ve iş arkadaşlarınız gibi yakın çevrenizdeki insanlarla konuşun ve Onları da gönüllülük etkileşimlerine teşvik edebilirsiniz.

Ben bu hafta iş programımı kademeli olarak arttırmaya karar verdim. Mersine gelen depremzedelerimiz için de dijital veri koordinasyonunu yine kendime ayırdığım zaman dilimi içerisinde giriyorum.

Kendimize iyi gelelim iyi işler iyiliği devam ettirsin. Hepinize Mersin’den kucak dolusu sevgiler.

FARKINDALIK TEMELLİ PSİKOTERAPİ BECERİLERİ

Baharın kitaplığından merhaba, farkındalık temelli psikoterapi becerileri adlı kitabımdan notlarımı paylaşacağım. Önsözünde önemli bir not var. Bu kitap ülkemizde psikoterapistlerin mindfullness yaklaşımını klinik uygulamalarında nasıl kullanacaklarına ilişkin bir uygulama rehberi olmadığı için, bu gereksinimi karşılamak adına Türkçeye çevrilmiş bir rehber kitap.

Mindfullness acıyı hafifletmeyi amaçlayan bir öğretidir diyor yazar.

Kitapta şöyle bir cümle var.

Budist bir araştırmacı John Dunne 2007 de bu bilgiyi aktarmış der ki; bir binan tepesinde tüfeğiyle düşmanı hedef alan bir özel kuvvetler keskin nişancısı hem dikkatli hem farkındadır ve zihni her dağiıldığında dikkatini yeniden toplayıp yaptığı işe odaklanması gerektiğini hatırlar. Ancak bu tür bir odak duygusal sıkıntılarla çalışmak için yeterli olmayabilir. Keskin nişancıda eksik olan şey kabullenme ve yargısızlıktır. Ayrıca samimiyet, arkadaşcıl ve şevkatli bir tutumda eklenmelidir. Bu unsurları bir araya getirdiğimizde mindfullness için mevcut durumu kabullenerek farkında olmak ve yargısız biçimde olanlara dikkat etme durumu benimsenecektir.

Duygusal zorlukları kabullenme tepkilerimizin gelişimini sağlar, bu gelişimin ilerlemesi içinde terapi esnasında bu sıkıntı gelişiminin artmasına açık olmak gerekir. Bir süreden sonra bu sıkıntı yerini sırasıyla odaklanmış dikkat, yargısız gözlem ve kabullenme çerçevesine alacaktır.

Konsantrasyonu ben hep bir işe yoğunlaşmak olarak düşünürdüm ama iİtap oyle olmadığını söylüyor. İkisi farklıymış. Bu durum sanatsal becerilerin uygulanması veya bir problemi daima düşünüp çözüm bulma gibi değil bilinçle ortaya çıkan ve an ve an gerçekleşen deneyimlere karşı açık bir ilgiyi uygulamaktır. Diyor.

Pratikte 3 farklı mindfullness şekli vardır bu kısmı okurken altını çizdiğim notlar şöyle ilerliyor.

Tavan arasındaki ışığı açtığınızda oranın on dakika on yıl veya yüz yıldır karantık olması önemli değildir. Farkındalığımızı yitirdiğimizi fark ettiğimiz an onu yeniden kazanırız bu farkındalık işin özüdür.

Sukunet uygulaması içinde dağ metaforu üzerine bir meditasyon uygulaması yapılıyormuş. Dağı beden olarak düşündüğümüzde dağın çevresinde oluşan iklimsel koşulları da u çalışma, çevremizde gerçekleşen durumlar olarak bize yansıtıyor. Sukunet esnasında geçen şu kelimeleri çok sevdim.

Şimdi en sevdiğim bölüm var sırada. Sürpriz bir bölüm açıyor ve karşıma gelen paragrafı seslendiriyorum.

Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.

STRES YÖNETİMİ

Baharın kitaplığından merhaba, stres yönetimi kitabın adı. Ancak başarıya ulaşmak için bu başlık adı altında etkili stratejiler sunuyor. Kitap örgütsel sağlık alanında çalışan iki kişi tarafından yazılmış ve bu kişiler birleşik krallığın en etkili isimleri olarak biliniyor. Çokca stres, psikoloji  imgeleme,davranış değişikliği üzerine ilerlese de iş stresiyle nasıl baş edilir ve bunun eylem palnı nasıl olmalıdır konusunda bize bir yol haritası sunuyor.

Kitap sorularla başlıyor. İçinde her davranışa göre stres ölçüm testleri var.  Ve kapanışı kendimize ait nasıl bir eylem planı yapabiliriz. Örnek verilmiş ve bir şirket için örnek bir stres politikası hazırlama rehberi sunulmuş. Güzel bir uygulama bence olmalı. Ve işe girerken her çalışana verilmeli. Bunu uygulayan bir şirket var mı türkiyede bilmiyorum anca stres yönetim merkezleri varsa yurtdışında sanırım onların vardır.

Güzel bir tanımın altını çizmişim beni etkiledi. Diyor ki baskı, algılanan başa çıkma becerinizi aştığında stres ortaya çıkar.  Yani stresi tetikleyen sadece bir görevin son teslim tarihi değil aynı zamanda korkutucu olarak algıladığınız bir durumla başa çıkabileceğinize inanıp inanmadığınızdır.

Çok fazla baskı anksiyeteye ve tükenmişliğe sebep olurken, çok az baskıyla sıkılırız hatta duyarsızlaşabiliriz. Sonunda yine iş göremez hale geliriz

Stresin kaç duygusal tepkisel anksiyete iken savaş duygusal tepkisi öfkedir.

Tuzaktan kendini kabul etmeye adlı bir bölüm okuyup Baharın kitaplığında bu bölüm çok boyutlu gevşeme meditasyonu ile bir kapanış yapmayı planladım. Hayatımda ilk kez beni dinleyen bir topluluğa meditasyon yaptırmayı deneyimleyeceğim. Bakalım başarabilecek miyim bu da benim seslendirme stresim olsun.

Benimle meditasyon yapmak ister misin? Kulağa biraz tuhaf gelebilir çünkü ben bir marka deneyim anlatıcısıyım. #baharınkitaplığı adlı bir podcast yayınım var. Evdeki kitaplığımı dijitale taşıdığım ve kitaptaki notlarımı seslendirdiğim bir yayın. Yayın içinde kendime sadece 3 defa seslendirme hakkı tanıyorum. Gerçekten bu yayınları uzun dakikalar yapanları da yürekten kutluyorum. işin içine girmeden bilinmiyor. Aslımda profesyonel bir çok destek de istiyor. Ben şu an için elimdeki olanaklarla ilerliyorum.

Bu işin profesynonellik dışında benim için bireysel zorluğu da var. İlk başlarda kendi sesimi mekanik olarak duymaktan irkiliyordum ve sözcükler okuduğum kitap Türkçe olmasına rağmen fark etmeksizin kelimeleri okurken hata yapıyor, nefesim yetmiyor ve sürekli -olmadı baştan tekrarları- yapıyordum. Çünkü bir yanım “mükemmel olmalı bence bu notlar sana kalsın, kimseyle paylaşma” diye bağırıp dururken diğer yanım “denemelisin bahar, sınıfta ders anlatırken de hata yapıyor ve devam edebiliyoruz” diyor.

Dijital kitaplığımı oluştururken kendimle olan mücadelemi ve sesimin yolculuğunu da merak etmeye başlamıştım.

Genelde iş dünyası ile ilgili okuduğum kitap notlarımı paylaşıyorum. Bazı bölümler içinde “Sürpriz” adını verdiğim -o an kitabı açıp karşıma çıkan- bölümü okuyorum. Benim için de okuyup özetini çıkardığım nasıl paylaşacağımın kurgusunu yazıp çizdiğim bir an da bir an da ses oyununu kendim için de değiştirmiş oluyorum.

61. bölüm, 11 dk. sürdü. Stres yönetimi notlarımı paylaşırken kitabın içinde Profesor aynı zamanda bu kitabın yazarı olan Stephan Palmer’in geliştirdiği “Çok boyutlu gevşeme tekniği” adını verdiği bir meditasyonu okudum.

İçinde nefes alma, imgeleme, sesler, kokular, ve dokunma basit mantralar (1 ya da seçebileceğiniz başka bir rakam nesne gibi) bir dizi stratejiyi içeriyor. (3.30 dan itibaren sadece meditasyon içerir. Öncesinde kitap ile ilgilin notlar paylaştım. https://bit.ly/baharınkitaplığı

FARKINDALIK ALIŞKANLIĞI

Baharın kitaplığından merhaba 6 haftada farkındalık alışkanlığı kazanmak adlı kitaptan notlarımla birlikteyim . bu ve 5-6 bölüm ardışık olarak farkındalık, öfke kontrolü, mindfullness, stres yönetimi, müzakere ve kriz ile ilgili kitaplar ile ilerleyecek. Kitapları düzenlenken araya farkındalıkla ilgili okuduğum kitap notlarını da bölüm bölüm paylaşmak istiyorum. Elimdeki kitap aynı zamanda bir egzersiz kitabı. Bir arkadaş ya da grup ile birlikte de kullanılabiliyor.

Yazarın aktif bir meditasyon geçmişi var ve tıp pratisyeni olduğunu belirtilmiş.

Kitabın sistemi şu şekilde ayrı başlıklar altında bölümler ve egzersizler var .en sonra da haftalık özet kısımlarından oluşuyor. Dijital kitaplığıma tüm haftadan birer not ekledim.

1.hafta . depresif hissediyorsanız geçmişte, anksiyete içindeyseniz gelecekte tatmin hissediyorsanız şimdiki anda yaşıyorsunuz demektir

Meditasyon zihni boşaltmak için değil sessizleştirmek için yaptığımız şeydir.

2. hafta. 5 duyunuz nefes alış verişinizle her zaman yanınızda götürebileceğiniz bir alet çantasına rahatlıkla sığabilir.  Ne güzel bir tanım. Yanımda bi şey almadım demeyeceğim. 5 duyum var ya hani…

3. hafta yürümek bir tür meditasyondur ve meditasyona hareket katmak için kullanılan çok eski ve geleneksel bir yaklaşımdır. İç dünya ile dış dünya arasında köprü kurdurur.

4. hafta aman yarabbi burada da hedefler var kısa vadeli hedefler uzun vadeli hedefler .bunlardan kurtulamıyoruz.  Kitap hedef belirlemenin anksiyete endişe ve öfke miktarında düşüşü kolaylaştırdığını ve kişiye ödül verdiğini söylüyor.

Hedefler şimdiki ana değil gelecekte olmakla ilgilidirhedeflere odaklanmak dikkatinizi şimdiki andan alır ve henüz var olmayn hayali bir geleceğe götürür oysa ödül gözlerinizin önünde burada ve şuradadır. Kısa vadeli hedefler hemen olmasını istediğimiz hedeflerdir. Genelde bunlar belirlidir.

Uzun hedefler ise motivasyon kaynağıdır. Hayal kurdurur , belirsizdir ancak beyni sürejli meşgul eder oraya yakınlaşmanız için. Ulaşmaktan bahsetmiyor .. buna yakınlaşmak diyor.

5 hafta sorumluluk aldığımız bir konuda kendimizi tebrik etmek.. zamanını iyi bir hayat yaşamakya adadığınız için  teşekkürler diyor.  Huzurlu hissetmek çok çalışmak değil kendinin farkında olarak çalışmaktır ve orta yolu bulmaktır.

6. hafta bu bir program ve yapılandırılmış kısmın son haftasında henüz bu yolculuğun başındasınız diye ağır bir cümle ile başlıyor. Ve kitaptaki tekniklerin detayları verilmiş.

Bu bölüm sayfamızdaki sürpriz bölüm belli . konu beyin ve nöronlarımız diyebilirim.

Beyninizin donanımını yeniden yapmak…

Baharın kitaplığı bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoş cakalın.

HBR-YÖNETİM VE PSİKOLOJİ

Baharın kitaplığından merhaba, yönetim ve psikoloji adlı kitabın ilk makalesi şöyle başlıyor. Graham jones soruyor iyilerin iyisi nasıl daha iyi hale gelir.

Bu bölüm notları yöneticiler ve onların psikolojik durumlarına değiniyor. Travma sonrası gelişme ve esneklik oluşturma notları ilgi çekici.

Roger Graham ilk makale de yoğun tempoda günleri sürekli antreman ile geçen spor dünyası üzerinden yönetim arasındaki benzerliklere dikkat çekerek bunu açıklamaya çalışır.

Diyor ki sporcular, baskı karşısında yollarına devam eder ve üzerlerindeki baskının artması onları mükemmelliğe götürür. Zirveye çıkmaları içinde dikkatli planlama yapmaları gerekir. Rakiplerine göz dikerler ve sürekli kendilerini yeniler tüm yapılanlarla birlikte zaferlerin kutlamaktan geri durmazlar.

Yönetim dünyası ile hemen hemen aynı.

Baskıyı sevin- yüksek strestli ortamlarda sakinliğinizi koruyamazsanız zirvede kalamazsınız.

Sabırla kendinizi iyileştirmeye adamak gibi bir tercihte bulunmanız gerekir.

Kürek çekme olimpiyatlarında ard arda altın madalya kazanan Greg Searle ‘a sormuşlar bu madalyalar ödediğin bedele değdi mi? Verdiği yanıt hep aynı olmuş. Ben bedel ödemedim tercihte bulundum.

Liderlik potası adlı bir kavram ile tanıştım. Notları ve ardından paylaştığım sürpriz bölüm podcast te…

Bakın ne diyor. Öğrenelim. Sayfa 21.

Kariyer bozgunlarının ardından toparlanmak adlı bir bölüm var son paragraf çok çarpıcı.

Hadi gelin sürpriz bir sayfa acalım.karşıma çıkan sayfanın tamamını okuyacağım.

Baharın kitaplığı bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşcakalın.

KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM

İş yerinizde değişimin şampiyonu olmaya ne dersiniz? hashtag#baharınkitaplığı 140.cı bölümde röportajlarla bezeli Kurumsal Yeniden Yapılanma ve Kültürel Dönüşüm Odaklı Liderlik Dersleri” adlı kitap var. Anlatımı ağır gibi gelse de metinler diyalog üzerinden ilerliyor.


Podcast dışında şu notlarla geldim size;

Orta kademe performans kültürü bireysel performans ve takım performansı kültürü olarak ikiye ayrılır. En üstte ise işletmenin başarısını temsil eden genel kültür bulunur. Bu her bir kategori için çeşitli sorular yöneltebiliriz.

Bireysel Performans Kültürü:
-Çalışanlar, kurumun liderlerinin yeteneklerini ve becerilerini ne kadar geliştirdiğini sorgulayabilirler. Kurumumuz, “yapabilme” kültürünü yaratabiliyor mu?
-Misyon, vizyon ve liderlik, çalışanları motive ediyor ve heyecanlandırıyor mu? -Kurumun net bir vizyonu var mı?
-Farklı departmanlar bu vizyonu paylaşıyor mu?

Çalışanlar, düşüncelerinin kurum vizyonu ile ne kadar uyuştuğunu sorgulayabilirler.
-Liderler ve çalışanlar, güçlü karakterler ve değerlerle gerçek bir rol model oluşturuyor mu?

Takım Performans Kültürü:
-Takım, işbirliği ve çözüm odaklı mı?
-Çatışmalar ortaya çıktığında “kazan-kazan” çözümleri üretebiliyor mu?
-Takım üyeleri, işlerine olan tutkularını nasıl ortaya koyuyor?

Liderlik ve Kurumsal Dönüşüm: Liderliğin ve kurumsal dönüşümün CIO ile başlaması gerektiği konusunda şüphe yoktur. Gerçek, sürdürülebilir dönüşüm, yeni beceriler değil, yeni bir zihniyet gerektirir. Değerler, inançlar, davranışları ve alışkanlıkları yönlendirir.

Gerçek bir dönüşüm için tüm liderlerin güçlü ve olgun bir içsel merkeze sahip olması gereklidir. Dönüşüm, gerçek liderlerin işidir; kolay değildir, ancak teşvik ettiğiniz kültür işletmenin başarısını belirler.

Kültürel Değer Önerisi: Dönüşümün en alt kademesinde 4 yetenek bulunur: sınıflandırmak, teşhis etmek, yerleştirmek ve geliştirmek. Bu işlemler doğru yapıldığında, liderlik, yeterlilik, uyum ve bağlılık sağlanır. Bireysel ve takım performansı, ara sonuçlarla kurum performansına katkıda bulunur.

Dönüşümün Adımları:
Dönüşüm CIA ile başlar. Önemli olan yaratmak istediğiniz kurum değil, neyin gerekli olduğudur.

Mevcut durumu değerlendirip, istenen dönüşümü planlayın ve yönetin. Dönüşüm arzusu, vizyon ve plan arasında güçlü bir bağlantı kurulmazsa dönüşüm gerçekleşmez.

Baharın Kitaplığı Spotify ve Poddy APP’ta sizlerle…