Baharın kitaplığından merhaba, hiç birimizin tahmin edemeyeceği kadar kötü bir hafta geçirdik. Ve geçirmeye devam ediyoruz. Ülkemizin deprem gerçeğini bile bile hayat devam ediyordu ve ona sırtımızı dönmüştük. Soğuk yüzünü maalesef acı bir şekilde bize hatırlattı. 98 adana Ceyhan depremine kuaförde yakalanmıştım. Yerdeki karoların yerinden çıkıp oturduğunu gözlerimle gördüm. 99 gölcük depreminde ise çok acı bir tablo daha fazlasıyla gözlerimizin önündeydi. Şimdi yeniden yanı başımızda. Hiç gitmedim ben dedi. Hep buradaydım. …
Bu yayında bir amacım yok sadece biraz kendimi rahatlatmak ve işime adapte olabilmeyi kendimde bulmak. bu beni motive ediyor.
Tarihteki depremleri bir çok kişi araştırmıştır. Ben dünya tarihindeki en şiddetli depremi okudum. Şöyle diyor. Şili’de 22 Mayıs 1960’ta meydana geldi. Yaklaşık 1000 kilometrelik bir alanda hissedilen 9.5 büyüklüğündeki deprem sonucunda 1655 kişi hayatını kaybetti, 3 bin kişi yaralandı, 2 milyon kişi evsiz kaldı.
Sonra bi yazı karşıma çıktı. Öyle olunca kaynaklardan araştırmaya başladım. Türkiye coğrafyasında en çok ölüme sebep olan deprem. Wikipedia şu paragrafla başlıyor.
Yıl. 115 Antakya depremi, 13 Aralık 115 tarihinde Antakya‘da meydana gelen ve yüzey dalgası büyüklüğü 7.5 günümüz ölçümleri ile mercalli şiddet ölçeğinde tahmini ise (Ekstrem) yoğunlukta meydana gelen deprem, Antakya ve çevresinde yaklaşık 260.000 kişinin ölümüne ve çok ciddi maddi hasara neden oldu. günümüzde Türkiye coğrafyası sınırları içerisinde en çok can kaybına sebep olan deprem olarak kayıtlara geçti.
Peki ya ard arda gelen Maraş depremi… nasıl kayıtlara geçireceğiz onca canı sayı ile…
Sürdürülebilir gönüllülük kavramının ne kadar gerekli olduğu bir kez daha yüzümüze çarptı. Bunun için bize çokca motivasyon ve kendimizle bağ kurmamız gerekli. Şu an bir çoğumuz ben dahil sosyal izolasyona tabi şekilde yaşıyoruz.
Önce kendimizle sonra desteğini üzerinden çekmeyeceğimiz insanımızla yaramızı hep birlikte onarmalıyız
Sürdürülebilir gönüllülük için yapabileceğiniz bazı adımlar şunlar olabilir:
- Kendinizi tanıyın: Öncelikle, ne tür gönüllülük yapmak istediğinizi ve hangi konulara ilgi duyduğunuzu belirlemelisiniz. Bu, seçtiğiniz gönüllülük faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini artırmak sizin için önemlidir.
- Uygun bir organizasyon bulun: Gönüllü olabileceğiniz birçok organizasyon bulunmaktadır. Ayrıca, organizasyonun amaçlarına, misyonuna ve değerlerine uygun olduğunuzdan emin olun.
- Planlama yapın: Gönüllülük yapmadan önce planlama yapmak sürdürülebilirliği artırmak için önemlidir. Kendi zamanınızı ve kaynaklarınızı belirleyin ve organizasyonun planlarına uygun olarak gönüllülük faaliyetlerinizi düzenleyin. Haftada birkaç saat veya ayda birkaç gün gibi belirli bir program yapın ve bu programı sürdürün.
- Uygun bir eğitim alın: Gönüllülük yapmadan önce, sürdürülebilirlik hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu konuda eğitim almak, sürdürülebilirliğe katkıda bulunmanıza yardımcı olacaktır.
- İşbirliği yapın: Gönüllülük faaliyetleri için işbirliği yapmak, sürdürülebilirliği artırmanın etkili bir yoludur. Organizasyonun diğer üyeleri ve gönüllüleri ile iletişim kurun ve birlikte çalışın.
- Değerlendirme yapın: Gönüllülük faaliyetlerinizin sürdürülebilirliğini artırmak için değerlendirme yapın. Faaliyetlerinize katılan kişilerin geri bildirimlerine kulak verin ve gönüllülük faaliyetlerinizi geliştirmek için yenilikçi fikirler bulun.
- Kendi yaşam tarzınızda sürdürülebilirliği benimseyin
- Başkalarını teşvik edin: . Aileniz, arkadaşlarınız ve iş arkadaşlarınız gibi yakın çevrenizdeki insanlarla konuşun ve Onları da gönüllülük etkileşimlerine teşvik edebilirsiniz.
Ben bu hafta iş programımı kademeli olarak arttırmaya karar verdim. Mersine gelen depremzedelerimiz için de dijital veri koordinasyonunu yine kendime ayırdığım zaman dilimi içerisinde giriyorum.
Kendimize iyi gelelim iyi işler iyiliği devam ettirsin. Hepinize Mersin’den kucak dolusu sevgiler.