Baharın kitaplığından merhaba, farkındalık temelli psikoterapi becerileri adlı kitabımdan notlarımı paylaşacağım. Önsözünde önemli bir not var. Bu kitap ülkemizde psikoterapistlerin mindfullness yaklaşımını klinik uygulamalarında nasıl kullanacaklarına ilişkin bir uygulama rehberi olmadığı için, bu gereksinimi karşılamak adına Türkçeye çevrilmiş bir rehber kitap.
Mindfullness acıyı hafifletmeyi amaçlayan bir öğretidir diyor yazar.
Kitapta şöyle bir cümle var.
Budist bir araştırmacı John Dunne 2007 de bu bilgiyi aktarmış der ki; bir binan tepesinde tüfeğiyle düşmanı hedef alan bir özel kuvvetler keskin nişancısı hem dikkatli hem farkındadır ve zihni her dağiıldığında dikkatini yeniden toplayıp yaptığı işe odaklanması gerektiğini hatırlar. Ancak bu tür bir odak duygusal sıkıntılarla çalışmak için yeterli olmayabilir. Keskin nişancıda eksik olan şey kabullenme ve yargısızlıktır. Ayrıca samimiyet, arkadaşcıl ve şevkatli bir tutumda eklenmelidir. Bu unsurları bir araya getirdiğimizde mindfullness için mevcut durumu kabullenerek farkında olmak ve yargısız biçimde olanlara dikkat etme durumu benimsenecektir.
Duygusal zorlukları kabullenme tepkilerimizin gelişimini sağlar, bu gelişimin ilerlemesi içinde terapi esnasında bu sıkıntı gelişiminin artmasına açık olmak gerekir. Bir süreden sonra bu sıkıntı yerini sırasıyla odaklanmış dikkat, yargısız gözlem ve kabullenme çerçevesine alacaktır.
Konsantrasyonu ben hep bir işe yoğunlaşmak olarak düşünürdüm ama iİtap oyle olmadığını söylüyor. İkisi farklıymış. Bu durum sanatsal becerilerin uygulanması veya bir problemi daima düşünüp çözüm bulma gibi değil bilinçle ortaya çıkan ve an ve an gerçekleşen deneyimlere karşı açık bir ilgiyi uygulamaktır. Diyor.
Pratikte 3 farklı mindfullness şekli vardır bu kısmı okurken altını çizdiğim notlar şöyle ilerliyor.
Tavan arasındaki ışığı açtığınızda oranın on dakika on yıl veya yüz yıldır karantık olması önemli değildir. Farkındalığımızı yitirdiğimizi fark ettiğimiz an onu yeniden kazanırız bu farkındalık işin özüdür.
Sukunet uygulaması içinde dağ metaforu üzerine bir meditasyon uygulaması yapılıyormuş. Dağı beden olarak düşündüğümüzde dağın çevresinde oluşan iklimsel koşulları da u çalışma, çevremizde gerçekleşen durumlar olarak bize yansıtıyor. Sukunet esnasında geçen şu kelimeleri çok sevdim.
Şimdi en sevdiğim bölüm var sırada. Sürpriz bir bölüm açıyor ve karşıma gelen paragrafı seslendiriyorum.
Baharın kitaplığında bu bölüm sona erdi bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın.