BAHARIN KİTAPLIĞINDAN merhaba, Harvard Business ‘ın en etkili yönetim fikirlerinin yazılıp çizildiği kendinizi yönetmek adlı kitap ile birlikteyiz.
41. bölümdeki kitap notlarıma başlamadan önce özellikle bu kitabı incelerken bir çizelge yapmıştım. Önce ondan bahsedeyim. Şimdi kitapta ara ara koyu renk çerçevelerle belirlenmiş her bölüm öncesi girişten sonra genel bir özet veriliyor sonrasında detaylandırma yapılıyor ara ara da uygulama örnekleri ve sorulara yer verilmiş. Ben seneler önce bu kitabı okuduğumda bir defter kalem ile kitabı okumadan bu uygulama örneklerini kendime uyarlamaya çalışmış soruları da cevaplandırmıştım.
Kitabı okuduktan ve detayları öğrendikten sonra bu çalışmayı yeniden tekrarladım. Kitaplığımı dijitale taşırken sıra bu kitaba gelince o notlar gün yüzüne çıktı. Evet. Zaman değişiyor. Beni düşüncelerimin ilerlediğini bazılarında hala nötr olduğumu ancak bazı sorulara verdiğim cevapların tamamen değiştiğini hatta beni biraz ürküttüğünü söyleyebilirim. Ben böyle miyim? Diye düşünmeden edemiyor insan. İşte bu kitap kendi kendimizi yönete becerisini öğretiyor. Yaptığımız işi nasıl ve ne zaman değiştireceğimizi bilmek zihnimizi açık tutmak ve daima tetikte olmak zorundayız.
Kitap güçlü yanlarım nedir sorusuyla başlıyor. Peter Drucker‘in bir yazısıdır.
5 pratik fikir kısmında bize sorular yöneltmiş.
Güçlü yanlarım neler? Nasıl bir yöntemle çalışıyorum? Değerlerim neler? Nereye aitim? Günçü yanlarıma, çalışma tarzıma ve değerlerime dayanarak ait olduğumu hissettiğim bir kuruma en büyük katkıyı nasıl sağlayabilirim?
burada yine sayfa kenarına küçük notlar almışım. 3 tanesine yer vereceğim.
-güçlü yanlarınıza konsantre olun ve kendinizi güçlü taraflarınızın sonuç vereceği konumlara yerleştirin.
-çok fazla insan kendine uymayan yöntemlerle çalıştığı için başarısız olur bir işin nasıl yerine getirildiği insanın doğasıyla ilgilidir. Kişilik özelliği onun nasıl öğrendiği ve öğrendiğini nasıl sürece yaymak istediğidir.
-başka bir önemli soru da bir karar alıcı olarak mı yoksa danışman olarak mı sonuçlar üretiyorum sorusuna bakış açımızdır. Zirve noktası karar alıcı kişilik gerektirir ve güçlü karar alıcılar güvendikleri birini danışman olarak iki numaraya getirir ancak bazı kuruluşlarda bu iki numaralı kişiler 1 numaraya terfi ettirildiklerinde başarısız olabilirler. Çünkü kararın ne olduğunu bilir ama onu fiilen yerine getirme sorumluluğu üstlenmez.
İlk bölüm tam 32 sayfa ve sadece 5 soruyu cevaplıyor. Sonrasında , yönetimde maymun kimin sırtında başlığı altında teşbih sanatına başvurularak ince nüanslarla alt üst yönetimi, yetki verme, delegasyon sorunu, güç birliğinin fakına varmamaktan yola çıkan sorunlar incelenmiş.
3 bölümde sihirli bir sözcük kalıbı var. bizi şöyle karşılıyor diyor ki; “dayanıklılık ancak onu yaşadıktan sonra bilinebilecek bir şey “ ben hak verdim. Özellikle olumsuz bir olay halinde, yaşamadan dışardan ses vermek kolay sen gel de bana sor diyorum. Dedim okurken…
Ayrıca Avusturyalı Psikiyatr Victor Frankl insanın anlam arayışı adlı kitabına dem vurmuş ve yaşadığı o kritik an da dayanıklılık gücünü de gözler önüne sermiş. Kitap içinde kitap. İnsanın anlam arayışı 1. Bölümü psikolojik yönden okuyucu çökerken ve ben bunu niye okuyorum şimdi desenizde 2ci bölümde sizi zirveye çıkartan bir başucu kitabıdır.
Bu bölümü altını çizdiğim şu söyle kapatayım. Umutsuz bir durum içinde olduğumuzda değiştirilmeyecek bir kaderle yüz yüze geldiğimizde bile yaşamda bir anlam bulabileceğimizi asla unutmamalıyız. Ktabın bundan sonraki süreç tamamı ile kendimizi test etmeye yönelik kavram tanımları ve sorulardan oluşuyor.
Zaman ve kişisel enerji boyutu
Tıp dünyasında bilinen genellikle genetik olduğu varsayılan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEPH hastalığının) iş dünyasında artık tüm kuruluşlarda bir salgın olduğu Dikkat eKsikliği özelliğinin , dikkat dağınıklığı, içsel taşkınlık ve sabırsızlık üçlüsüyle kişinin üzerinde hissettiği kronik aşırı yüklenmelerin var olan işlere sinsice zarar verebildiği yeni durum üzerinde durulmuş. DEÖ’sü olan kişilere bu belirtiler aşama aşama gelir deö den muzdarip olan kişiler tek bir kriz yaşamaz aksine ortamla başa çıkmak için çabalarken küçük çaplı acil durumlar yaşar.
Sorumluluk üstlenen ve artan iş yükünden şikayet etmeyen çalışanlar tüm çabalara rağmen iş yükünün üstesinden gelebilmek için ne mümkünse yaparlar ve bir anda hız odağının içine düştükleri için odaklandıkları yerden çıkıp kendilerini kaybederler. Bu da hiperkinetik ortama bir tür tepkidir. Her yerde insanlar üsrekli veri fikir plan toplama yarıiında cep telefonları e -posta dijital yardımcılar .
Romancı Milan Kundera bu hız sürüklenmesini modern çağı teknolojinin modern insana bahşettiği ekstazi olarak tanımlıyor ve insan beyni başa çıkmaya çabalarken sendeliyor ve DEÖ (dikkat eksikliği özelliği) tuzağına düşüyor diyerek geniş çapta kitapta buna yer verilmiş.
Ardından pozitif bir konuya toplam liderlik süreci ele alınmış. Burada insanların kendine yapmaları gerektiği bir deney örneği var.
Muhteşemlik anları ve aynadayi insana sorulacak sorular ile detaya inip liderliğin temeli ile başa dönen bir kitap ile bize kendimizle başbaşa bir yolculuğa çıkartıyor. Bu tam da benim 1 kişi ve tam gün birlikte çalıştığımız bilgi planı çalışmasına örtüşüyor.
Hadi gelelim şimdi en sürprizli an’a. Kitaptan bir sayfa açıyorum ve karşıma çıkan bölümü sizin için seslendiriyorum. Siz sayın dinleyiciler kendinizi yönetmenin hangi kısmındasınız bilmiyorum ama kendinize verdiğiniz en büyük değer kendinizi tanımak olsun.
…