Bahar’ın kitaplığından merhaba. Bu bölümde hakkında her şeyin yazıldığı bir kitaptan bahsedeceğim size. Tam 656 sayfa.

Kitap, Divan edebiyatı’nın en meşhur isimlerinden şâir Nedim’in İstanbul kasidesi’nden alınmış çok anlamlı bir beyit ile başlıyor.

“Bu İstanbul ki emsalsiz ve değerlidir”

• Bir taşına tüm Acem mülkü bedeldir.
• Tek parça bir mücevherdir iki deniz arasında
• Yaraşır dünyayı aydınlatan güneş ile kıyaslansa.”

Bunu okuduktan sonra sizi çok güzel bir İstanbul fotoğrafı karşılıyor. Bunu gösterebilmek isterdim ama bunun da kolayı var. Profesyonel rehber, tarihçi ve yazar Saffet Emre Tonguç’un yazdığı İstanbul Hakkında Herşey adlı kitabını bir kitapçıya gidip keşfedebilirsin.

Kitap İstanbul’u sadece kelimelerle gezdirmiyor, 3.000 adet fotoğraf ile de destekliyor. İllüstrasyon, harita, gravür, minyatür ve tarihi fotoğraflar kullanılmış. 60 fotografçı kitabın hazırlanmasına destek olmuş.

Ancak işte geldik benim en sevdiğim yere.

Baharın kitaplığında, her bölüm paylaşmak istediğim kitaptan bir paragraf okumayı seviyorum.

Ancak İstanbul kitabı öyle kolay kolay bitecek bir kitap değil. Emre bey’den yeni yıl hediyem olduğu için yavaş yavaş okuyor hatta arada kitap çok kalın olduğu için aklımdan bir sayı tutup karşıma gelen sayfayı okuyorum. Hatta bunun bir çalışmasını bir sosyal medya platformunda yapmıştım. İstanbulu tanımak Oldukça zevkliydi.

Sadece İstanbul’u anlatan bu kitap değil kitabın ortaya çıkış hikayesi de çok güzel ve maceralı.

Genelde kitapların önsözleri, sunuşlar, içerik bölümler pek okunmaz ama okunmaya değer bir kısmı sizinle paylaşmaya karar verdim.

Şöyle diyor;

“Kitabı yazarken şehirde görmediğim mezarlık kalmadı. Müslüman, Rum, Ermeni, Yahudi, Katolik, Protestan ve Anglikan mezarlıklarını dolaştım. Hatta Yunan alfabesiyle ama Türkçe yazılmış Karamanlı (s. 162) mezar taşlarını bile tercüme ettirdim. Feriköy’deki Protestan Mezarlığı’nı (s. 355) dolaşırken C. Robert Avery’ye ( rabırd eviriy )’ ye  ait bir mezar taşı ilgimi çekti. Avery, yazarı olduğu Redhouse Sözlüğü’nün 6. Baskısını kendi uydurduğu “Züzuniyet” sözcüğüyle noktalamış. Öldüğünde mezar taşına “Züzuniyet” yazdırarak kendi yaşamına da son noktayı koymuş. Okurların muhtemelen tamamı bunun farkına bile varmamış.

Ben kitabı hazırlarken yaklaşık üç yıl harcadım. Yazdıklarımı kaç kişi okuyacak merak ediyorum. Onun için satır aralarına duyarlı okurlar için notlar gizledim. Bunlardan biri de Kandilli’nin (s. 528) satırlarına saklandı. Notları bulursanız ve okuduğunuzu göstermek isterseniz bana bir iki satır yazın”.

….

Burada bir sayfa numarası vermiş ama o da okuyucularına bir sürpriz olsun diye ben bu sefer sayfa numarasını söylemiyorum.

Şehrin içine girin ve kaybolun, İstanbul’un en özel sırlarını bu kitap aracılığıyla öğrenebilirsiniz. Yeni bir kitapta buluşmak üzere Bahar’ın kitaplığından hoşcakalın.