MARTI

Martı – Jonathan Livingston

Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı.

Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu. Diye yazar martı adlı kitabın arka kapağında

Martı Richard Bach tarafından 1972 yılında yazılan bir öykü.

“Martıları anlatırken sıradışı bir martı olan Jonathon Livinston’un hikayesini anlatmakta. Bir yandan masal tadında kısa bir öykü okurken diğer yandan da insanlığı eleştiren bir kitap. Resmen okuyucunun yüzüne çarpıyor ders verir bir nitelikte. Bu yönüyle de edebiyat dünyasında yer bulmuş

Biraz kitaptan bahsetmek istiyorum. Geçenlerde bu kitabı internet aracılığı ile tanıştığım bir kitapsevere hediye ettim. Gerçi bir soru sormuştum ilk o cevap vermişti. Ben de hem bir teşekkür hem bir hatıra olarak martı adlı kitabı hediye ettim.  Bu kitabın adını çok duyardım ama okumamıştım. Bana bu kitap 10 sene önce hediye edildi. Bana hediye veren kişiye de hediye edilmiş,

ben de bu kitabı yeniden satın alarak başka birine hediye ettim. Tabi sonradan öğrendiğime göre benim hediye ettiğim kişi tam da kargosu eline ulaşmışken kendine bu kitabı sipariş vermiş. Yani şu an onda iki adet martı adlı kitap var. belki o da döngüyü kırmaz ve hediye eder. Sonuçta bir Jonathan olmak çok önemli.

Martımızın adı Jonathon Livinston, kendini diğer martı arkadaşlarından farklı görür. Onların amacı  karınlarını doyurmaktır. John için ise önemli olan yemek değil uçmaktır. Uçmayı büyük bir tutkuyla seviyordur.

Ailesinin tepkilerini ve söylemlerini buraya taşımayalım. Martımızın burada da kalbi kırılmasın . jonathan  Birkaç deneme yapar özgürce uçmaya karar verir. Şöyle bir sözü var kitapta. Martımız konuşuyor,  “Yaşamak için ne kadar çok neden var. Cehaletimizi kırabiliriz, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!” diye düşünüyordur. Fakat olaylar beklediği gibi ilerlemez başına çok iş gelir.

3 bölümden oluşan kitabın ikinci bölümü, Jonathan’ın farklı bir gezegendeki hayatını anlatıyor. Orada arkadaş edinen martımız jonathan, 3. Bölümde ise geri evine dönüyor ve hikaye başlıyor… düşünsenize bir martı iken koca bir martı sürüsünden ve Jonathan’dan bahsediyorum.

Martı kitabı, konusu nedeni ile okunması için en fazla tavsiye edilen kitapların başında gelir. Bahar’ın kitaplığı’nda yeri pek bir güzeldir. Umarım okumamış olanlar en kısa zamanda edinirler veya ellerine bir hediye aracılığı ile geçer. Okuyarak kalın.

Yorum bırakın